ŞEYH NAİM KASIM: KATAR SALDIRISI BÜYÜK İSRAİL PROJESİNİN BİR PARÇASIDIR

img
ŞEYH NAİM KASIM: KATAR SALDIRISI BÜYÜK İSRAİL PROJESİNİN BİR PARÇASIDIR

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, Vahdet Haftası münasebetiyle yaptığı konuşmada, "İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı, Büyük İsrail projesinin bir parçasıdır." dedi.

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğum yıl dönümü ve Vahdet Haftası münasebetiyle yaptığı konuşmada, Filistin meselesinin İslam ümmetinin en önemli birleştirici davası olduğunu vurguladı. Mehr’in aktardığına göre, Şeyh Naim Kasım’ın konuşması El Mayadin aracılığıyla yayınlandı.

Kasım, Filistin davasının ümmetin birliğini yansıtan en temel mesele olduğunu belirterek, Filistin’e destek vermenin İslami birliğin en yüksek göstergesi olduğunu ifade etti. “Biz Filistin’in yanında olduk, bu uğurda fedakârlık yaptık” dedi.

Naim Kasım, Gazze ve Batı Şeria halkının yanında durulması gerektiğini, ABD ve siyonist rejimin saldırılarına karşı konulmasının zorunlu olduğunu dile getirdi. Filistin halkının tüm zorluklara rağmen direnç gösterdiğini belirten Kasım, Kudüs yakınlarındaki Ramot operasyonunu “cesur bir eylem” olarak nitelendirdi ve bu saldırının Filistin halkının yaşama ve direniş iradesini ortaya koyduğunu söyledi.

Hizbullah Genel Sekreteri, Hamas liderlerine yönelik Katar’daki suikast girişimini “tehlikeli bir saldırı” olarak tanımladı ve bu tür bir saldırıya karşı sessiz kalınamayacağını vurguladı. Bu saldırının istisnai değil, “Büyük İsrail” projesinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti.

Şeyh Naim Kasım, Katar’a yönelik saldırının tamamen İsrail-ABD ortaklığında, Washington’un onayıyla gerçekleştiğini ifade etti. “Büyük İsrail” projesinin çok önceden planlandığını kaydeden Kasım, tek engelin direnişin sürekliliği olduğunu dile getirdi ve “Arap ülkeleri neden direnişi desteklemiyor?” diye sordu.

“Eğer direniş ortadan kalkarsa bu ülkeler ne yapabilir?” diye soran Kasım, destek vermeyenlerin en azından direnişe zarar vermemesi gerektiğini söyledi. “Çünkü siyonist rejime karşı koyabilecek tek güç direniştir” dedi.

Konuşmasında Lübnan’daki iç gelişmelere de değinen Kasım, “silahların devlet tekelinde olması” yönündeki çağrıları eleştirdi ve bunun bir hayal olduğunu vurguladı. Ona göre, düşman projelerinden vazgeçmiş değil.

Kasım, Yemen halkını da tebrik ederek onların İslam ümmetinin birliğini savunmak ve Filistin’in yanında durmak için büyük fedakârlıklar yaptığını söyledi.

Hizbullah Genel Sekreteri, Lübnan’ın kuruluşundan bu yana siyonist rejimin ülkeye göz diktiğini hatırlatarak, Lübnan’ı savunmanın en büyük milliyetçilik derecesi olduğunu dile getirdi. Direnişin, Lübnan’ı korumak için büyük bedeller ödediğini ve en değerli isimlerini şehit verdiğini söyleyen Kasım, bu fedakârlıkların İsrail’in hedeflerini boşa çıkardığını ve toprak işgalini engellediğini ifade etti.

Kasım, Lübnan’daki mevcut çöküşün yolsuzluk ve Taif Anlaşması’nın uygulanmamasından kaynaklandığını belirterek, İsrail’in saldırılarının ülkeyi daha da istikrarsızlaştırdığını söyledi. Direnişin, Lübnan’ın istikrarında büyük payı olduğunu vurgulayan Kasım, Joseph Aoun’un cumhurbaşkanlığına gelmesi ve siyonist rejime karşı duruşta direnişin rolüne dikkat çekti.

Hizbullah Genel Sekreteri, direnişin İsrail’in emellerine set çektiğini, mevcut hükümetin sorumluluğunun ülkenin bütünlüğünü yeniden sağlamak ve siyonistleri topraklardan çıkarmak olduğunu ifade etti. Buna karşın hükümetin, ülkenin tek güç kaynağını ortadan kaldırmaya çalıştığını söyledi.

ABD’nin taahhütlerinden geri adım atarak Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını gündeme getirdiğini belirten Kasım, Amerika ile siyonist rejimin amacının Lübnan’ın gücünü yok ederek ülkeyi “Büyük İsrail” projesine kolay bir lokma haline getirmek olduğunu dile getirdi.

Batı’nın Lübnan’a önem vermediğini, tek önceliğinin İsrail olduğunu söyleyen Kasım, “Ama bizim için bu ülke, vatanımız ve çocuklarımızın geleceğidir; hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz” dedi.

Kasım, Lübnan’ın kurtuluşunun toprak bütünlüğünün sağlanması, düşmanın çekilmesi, yabancı vesayetin engellenmesi ve yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesiyle mümkün olacağını vurguladı.

Genel Sekreter, 5 ve 7 Ağustos’taki hükümet toplantılarını “ulusal mutabakata aykırı” bulduğunu belirterek, bu adımların ülkeyi belirsizliğe sürüklediğini söyledi.

Ulusal birlik çağrısı yapan Kasım, önceliklerin belirlenmesi, siyonist saldırıların durdurulması, işgalin sona erdirilmesi, esirlerin serbest bırakılması ve Lübnan’ın yeniden imarının gerektiğini ifade etti. “Ulusal güvenlik stratejisi dışındaki tartışmalar, ülkeye fayda sağlamaz” dedi.

Hizbullah Genel Sekreteri, iç sorunların bir kısmının silahların devlete devredilmesi talebinden, dış sorunların ise siyonist rejimin saldırılarından kaynaklandığını vurguladı. İç aktörlere seslenen Kasım, dış meseleler çözülmeden ulusal güvenlik stratejisinin tartışılmaması gerektiğini, bazı kesimlerin ise siyonist rejimin söylemleriyle hareket ettiğini belirtti.

Kasım, siyonist rejimle iş birliği yapmanın fayda getirmeyeceğini söyleyerek, tüm Müslüman ve Hristiyanları ülkenin yeniden imarı için birlikte hareket etmeye çağırdı.

www.kudusgunu.com



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!