İMAM HAMENEİ: AMERİKA'YA KARŞI TÜM NEFRETİMİZİ KUSMALIYIZ

İran İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, Devrim Muhafızları komutanlarıyla yaptığı görüşmede, “Düşmanın faaliyetinin önemli kısımlarından biri, yalan haber ve söylentilerle ve her türlü hilelerle Devrim Muhafızları'nı karalamaktır” dedi. 

Görüntülenme: 1067 Tarih: 17 Ağustos 2023 11:06
İMAM HAMENEİ: AMERİKA'YA KARŞI TÜM NEFRETİMİZİ KUSMALIYIZ

İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları komutanları yüksek kurulu üyeleri bugün İmam Humeyni (r.a) Hüseyniyesi’nde İran İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei ile bir araya geldi.

Devrim Muhafızları komutanları ve yetkililerinin yüksek kurulu üyeleri, korona salgınından önce, yıllık toplantı için İmam Hamanei ile bir araya gelmişlerdi. Son görüşme ise Şehit Kasım Süleymani’nin katılımıyla 2019 yılı Ekim ayında yapılmıştı.

İmam Hamanei, Devrim Muhafızlarının askeri, kamu ve yapılandırma alanındaki hizmetlerini, büyümesini ve krizleri aşmasını ve performansını benzersiz ve iftihar vesilesi olarak nitelendi ve düşmanın kriz yaratma, ülke güvenliğini baltalama ve insanların hayatını alt üst etme politikasının devam ettiğine değinerek, şunları vurguladı: “Ulusal birlik”, “halkın katılımı”, “halka, özellikle zayıf sınıflara yardım”, “yetkililerin gece gündüz çalışma ve çabaları” ve “harekete devam etme” ışığında, devrimin amaçlarının gerçekleşmesi, düşmanın yenilmesi ve milletin zaferi için umut ve şevk kesindir.’

İmam Hamanei, dünyanın iblislerinin hedeflerinden birinin inkılabın gerçeklerini İran milletine unutturmak olduğunu belirtti ve tarihin büyük devrimleri arasında Devrim Muhafızları gibi bir grubun oluşumunu eşsiz olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Bütün insan topluluklarında kusurlar ve zaaflar vardır ama ülke tarihinde ruhi, siyasi, ahlaki ve insani boyutu  bu düzeyde olan bir askeri grup hiç olmamıştır.’

İslam İnkılabı Rehberi, Devrim Muhafızlarının iç büyümesi ve doğuşunu da eşsiz olarak nitelendirdi ve Devrim Muhafızlarının kuruluşundan yaklaşık iki yıl sonra yaşadığı gelişmelere değinerek şunları söyledi: ‘Fedakâr ordunun  desteği ve işbirliğiyle Devrim Muhafızlarının oluşumundan yaklaşık iki yıl sonra, Devrim Muhafızları, Fethü’l Mübin operasyonu ve Hürremşehr’in kurtarılması da dâhil olmak üzere birçok büyük operasyonda belirleyici bir rol oynadı ve inkılabın askeri savunmasının muazzam gücünü düşmanın yüzüne çarpabildi.’

İmam Hamanei, Devrim Muhafızlarının sürekli büyümesine ve iç gücüne değinerek şunları söyledi: ‘Bu mecmua artık büyük ve tam donanımlı bir merkez ve dünyanın en büyük terörle mücadele örgütü haline gelmiştir. Dünyanın büyük ordularının çoğu, Devrim Muhafızlarının faaliyetlerine benzer eylemlerde bulunmaktan acizdir.

Devrim Muhafızlarının performansı cezp edici ve çok yönlüdür ve bu örgütün krizler karşısındaki zaferi onun süreklilik arz eden yönlerinden biridir.’

İmam Hamanei, İslam İnkılabının zaferinin arifesinde ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya liderlerinin Fransa'nın Guadeloupe kentinde yaptığı toplantıya değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Onlar kukla rejimlerini kurtarmayı imkânsız olarak gördüler ve sürekli kriz yaratma stratejisi uygulayarak bu krizlerin İran'da başa gelen her yeni hükümeti yok edeceğini umdular.’

İslam İnkılabı Rehberi, devrimin başında ülkenin farklı bölgelerinde yaşanan krizleri, kargaşaları, güvensizliği ve terör gruplarının yaygın faaliyetlerini hatırlatarak şunları söyledi: ‘ABD'nin İran'daki casusluk yuvasına ilişkin belgeler de bu olayların Batı'nın İran'da kriz yaratma stratejisi çerçevesinde gerçekleştiğini gösteriyordu.’

İmam Hamanei, bu krizlerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ve bu sorunları yaşayan  eyaletlerin halkının kurtarılmasının sebebinin Devrim Muhafızları olduğunu belirterek şunları vurguladı: ‘Düşmanlar, sürekli krizler çıkararak devrimi baltalamaya ve ardından 19 Ağustos 1953 darbesine benzer bir eylemle devrimin işini bitirmeye çalıştı ancak Devrim Muhafızları, 19 Ağustos darbesinin tekrarlanmasını engelledi ve İran'ın doğru yoldan sapmasına izin vermedi. Düşmanların Devrim Muhafızlarına bu kadar kin beslemelerinin nedeni budur.’

İslam İnkılabı Rehberi, Devrim Muhafızlarının Kutsal Savunmadaki performansını parlak ve çok önemli olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Kabiliyetlerini her geçen gün artırmak, Devrim Muhafızları'nın performansının başka bir boyutudur ve bu, İran için güvenlik ve caydırıcılık yaratmıştır.’

İmam Hamanei, "askeri seçenek masada" ifadesinin azaltılmasını ve tekrarlanmamasını Devrim Muhafızları'nın caydırıcılık gücü ve kabiliyetlerinin bir sonucu olarak değerlendirdi ve şunları söyledi: ‘Bu cümlenin artık hafif, anlamsız ve değersiz hale geldiğini herkes biliyor.

Devrim Muhafızlarının yapılandırma ve alt yapı alanındaki performansı onurlu, parlak ve eşsiz boyutlardadır. Devrim Muhafızları kamu hizmetlerinde, yoksunlukların giderilmesinde, doğal afetlerde ve Korona gibi olaylarda var gücüyle halka hizmet etmiştir.

Devrim Muhafızları'nın ülkenin kamusal atmosferi üzerindeki etkisi ve gençleri kendisine çekmesi, bu örgütün performansının bir başka boyutudur.

Gençler, ilim, performans, idealizm ve gerçekçiliği, sert güç ve yumuşak güçle teçhizatlanmayı yani insanlarla iletişimi Devrim Muhafızlarında gördüğünde bunu örnek alır ve cezp olurlar.

Gençler ve güvenlik ve asayişi savunan şehitler, Devrim Muhafızları'nın ve Hacı Kasım, Huceci ve İbrahim Hadi gibi Devrim Muhafızları'nın iftihar vesilesi olan unsurlarının bu tür cazibelerinin sonucudur.

Devrim Muhafızları'nın sınır ötesi etkileri de derin ve çok önemlidir. Devrim Muhafızları'nın çeşitli boyutlardaki işlevleri ve cazibesi, düşmanı endişelendirmiş ve onları, yalanlar, söylentiler ve saçmalıklarla bu örgütü karalamaya zorlamıştır.’

İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei’nin bu görüşmede değindiği bir diğer konu başlığı da kendini korumanın önemi ve gerekliliğiydi.

İmam Hamanei, Batı'nın İran'da kriz yaratma stratejisini devam eden sürekli bir politika olarak nitelendirdi ve şunları ekledi: ‘Onlar, bir gün seçim bahanesiyle, bir gün benzin bahanesiyle, bir gün de kadın bahanesiyle hâlâ ülke içinde kalıcı bir kriz yaratmanın peşindeler. Elbette günümüzde kriz çıkarmanın yolları daha da gelişmiştir.’

İslam İnkılabı Rehberi, Allah’tan gafil olma, kibir, dalalet, Allah’ın nimetlerinin ve yardımlarının farkına varmama, ümitsizlik ve şüphe gibi sarsılmalara değinerek, kendini korumanın yani takvalı olmanın tüm grup ve kişilerin görevi olduğunu belirtti ve şunları söyledi: ‘Kişilik zayıflıkları, insanların hassas durumlarda düşmesine neden olur. Bu nedenle, devrimi korunmadan önce, sürekli olarak kendimizi korumalıyız.’

İmam Hamanei, Devrim Muhafızları yetkililerine duyarlı olmalarını ve Devrim Muhafızları'nın önemli değer ve niteliklerini korumaya özen göstermelerini tavsiye etti ve Peygamber’in (s.a.a) üstün dereceli eşlerinin azap ve mükâfatının iki kat olduğunun belirtildiği Kur’an ayetine değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Genel olarak bizler ve siz askerler de böyleyiz. Çünkü iyi ya da kötü yaptığımız işlerin birden çok dış etkisi vardır ve bu, kendimize dikkat etmenin önemini ikiye katlamaktadır.’

İslam İnkılabı Rehberi, Devrim Muhafızları'nın önceki nesillerinin fedakârlıklarına değinerek, bugün Devrim Muhafızları'nın genç ve iftihar vesilesi olan kuşağına şu tavsiyelerde bulundu: ‘İlmi, pratik ve manevi güzelliğinizi geçmişin o güzel nesillerinden bile daha yükseğe çıkarmaya çalışın.’

İmam Hamanei’nin bu görüşmede değindiği bir diğer konu başlığı da şu sorunun cevabıydı: “İslam İnkılabının ne gibi bir özelliği var ki bu düşmanlığı körüklemekte ve onlar karşısında inkılabı savunmak gerekli hale gelmektedir?”

İmam Hamanei İran'daki "İslam'ın siyasi egemenliğini" bu soruya net bir cevap olarak nitelendirdi ve siyasal İslam'ın özelliklerini açıklayarak şunları söyledi: ‘Zulme ve zalime karşı olmak ve mazlumlara yardım, siyasal İslam'ın öne çıkan bir özelliğidir ve bu, Siyonist rejim gibi işgale, baskıya, zorbalığa ve işkenceye dayalı bir rejimi, İran İslam Cumhuriyeti gibi bir sistemle inat ve düşmanlığa zorlamaktadır.

İran İslam Cumhuriyeti’nin milletlerin çıkarlarına ve kaynaklarına tecavüze karşı çıkması da sömürgecilerin İran’la çatışmasına neden olan bir diğer unsurdur. Kuran, sömürgeci yaklaşımın aksine, bizimle farklı inanç ve davranışlara sahip milletlere karşı adaletle hareket etmemizi emretmiştir.’

İmam Hamanei, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin yüzyıllar boyunca biriktirdiği zenginlik ve ilerlemenin, başka ülkelerin işgalinin ve sömürülmesinin bir sonucu olduğunu belirterek, şunları söyledi: ‘Falanca siyasi analist “İran İslam Cumhuriyeti ne yaptı ki falan ülke ona karşı çıkıyor?” diye soruyor. Oysa bu sorunun cevabı açık ve nettir; sömürge sistemine sahip olan şeytani sistemler İran İslam Cumhuriyeti ile iyi olamazlar.’

İslam İnkılabı Rehberi, renk, ırk ve bölge gözetmeksizin tüm insanların haysiyetine saygı duymanın Kur’an’ın bir başka emri olduğunu belirterek şu hatırlatmalarda bulundu: ‘Kuran mantığına göre siyahi bir insanın diğer insanlardan hiçbir farkı yoktur. Dolayısıyla ırk ayrımcılığı mantığını skandal bir şekilde yayan Batılılar, İran İslam Cumhuriyetine karşı merhametli olabilirler mi?’

İmam Hamanei, kötü niyetlilerin siyasal İslam'a karşı kininin bir başka nedenine değinerek, Kuran'ın çatışma ve düşmanlık temeli olmayan her ülke ve hükümete barışçıl bir şekilde davranmaya emrettiğine değindi ve şunları söyledi: ‘İran İslam Cumhuriyeti, kendisiyle aynı fikirde olmasa bile, çatışma niyeti olmadığını söyleyen herhangi bir ülkenin sözlerini kabul eder. Ancak karşı tarafın hile ve yalan söylediğini ve onu sırtından bıçaklamaya hazır olduğunu fark ederse, onların sözünü asla kabul etmeyecek ve anlaşmanın ihlaline karşı misillemede bulunacaktır.

İran İslam Cumhuriyeti düşmanlığının bir diğer önemli sebebi de Batı Asya'nın hassas bölgelerindeki direniş hareketlerinde İran İslam Cumhuriyeti'nin rol model, öncü ve itici güç olmasıdır. Eğer İran İslam Cumhuriyeti bu hareketlere örnek olmasaydı bu düşmanlıklar daha az olurdu.’

İmam Hamanei, inkılabın zaferinden önceki yıllarla, yani 1967'deki altı gün savaşında ve ayrıca 1973 savaşında, üç Arap ülkesinin silahlı ordularının Siyonist rejime karşı başarısız olmasını, devrimden sonraki yıllarla  kıyaslayarak şu hatırlatmalarda bulundu: ‘İslam inkılabından sonra durum öyle bir noktaya geldi ki, Siyonist rejim Lübnan'da 33 gün boyunca Hizbullah'ı yenmeye çalıştı, ancak başarısız oldu ve utanç içinde kaçmak zorunda kaldı.

Devrimden önceki dönemle inkılabın uzaklığı, 1967'deki 6 gün savaşı ile 33 gün savaşı arasındaki farktır. Bugün Filistin'in işgal altındaki topraklarında ve Ürdün Nehri'nin batısındaki bölgede gençlerin Siyonist rejimi aciz bırakacak şekilde hareket ettiği ve saldırdığı bir noktaya gelinmiştir.

Şer, kin, sözünde durmama ve yalancılığın karşısında duran İran İslam Cumhuriyeti kesinlikle düşmanlığa neden olacaktır. Düşmanı tanıyarak hem korunma güdüsü derinleşir hem de karşı tarafı tanımakta hata yapmayız. Çünkü daha önce karşılaştığımız ve tekrarlamamamız gereken sorunlardan biri de düşmanı tanımada hata yapmaktır. O halde, aziz İmam'ın (r.a) o derin idrakiyle söylediği gibi, haykırabildiğimiz kadar Amerika'ya karşı haykırmalıyız.’

Ayetullah Hamanei konuşmasının son bölümünde bazı önemli ve genel tavsiyelerde bulundu.

İmam Hamanei, inkılaptan sonra kaydedilen büyük ilerlemelere ve yeteneklere ve güzel çalışmalara değinerek, şunları vurguladı: ‘İlerlemenin değerini ve önemini bilmeliyiz ama mağrur olmamalıyız.’

İslam İnkılabı Rehberi, Batı'nın İran'da kriz yaratma stratejisini sürekli bir politika olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Onlar bir gün seçim bahanesiyle, bir gün benzin bahanesiyle, bir gün de kadın bahanesiyle hâlâ ülke içinde kalıcı bir kriz yaratmanın peşindeler. Elbette günümüzde kriz üretim araçları daha gelişmiştir.

Düşmanın kriz yaratmaktaki asıl amacı, ülke güvenliğine darbe vurmaktır.  Güvenlik olmadan ekonomi, istihdam ve alt yapı çalışmaları olmaz ve fabrikalar, bilim, üniversiteler ve araştırma merkezleri kurulmaz. Dolayısıyla onların asıl amaçları ülke güvenliğini bozmak ve insanların hayatını alt üst etmektir.

CIA, Mossad ve MI6 istihbarat teşkilatları krizin planlanması ve yaratılmasının arkasındaki ana faktörlerdir. Tabi onlar, iç ve dış ajanları ve Batılı ve kayıtsız unsurları da kullanıyorlar ama en önemli faktör casusluk servisleridir.

Düşmanın planlarına karşı görevlerimizi anlamalıyız. Bugün bize düşen görev, sürekli olarak inkılaba sahip çıkmaktır. Bugün bizim en önemli görevimiz ulusal birlik, halkın katılımı ve başta zayıf sınıflar olmak üzere insanlara yardım etmektir. Bugünün görevi, yetkililerin gece gündüz ve yorulmak bilmeden çalışması ve çaba göstermesidir.

Ülke, zorlu yollardan ve geçitlerden geçerek zirveye doğru ilerlemektedir. Dik yokuşa rağmen rotanın büyük bir bölümünü geçtik ve zirveye yaklaştık, dolayısıyla bugün yorgunluk ve umutsuzluk değil, neşe, umut ve hareket günüdür ve ülke yetkililerinin de bu ruhla hareket etmesi gerekmektedir.’

İmam Hamanei, yetkilileri eleştirmekle ilgili de şunları söyledi: ‘Eleştiri olmasın demiyoruz ama eleştiri yapılırken yetkililere güven duyulmalıdır çünkü yetkililer şevkle, kabiliyetle, Allah'a tevekkülle ve var güçleriyle çalışıyorlar.

Bugüne kadar kat edilen yolu güçlü bir şekilde takip edersek, düşmana karşı zafer kesindir.’

rasthaber

Yorumlar