Muhsin Rızai, “Suudi Arabistan ve Türkiye parçalanmak istemiyorsa, ABD ve İsrail'in çıkaracağı çatışmalardan ve gerilimlerden uzak durmalı. Biz 25 Müslüman ülke, birlikte çalışarak bağımsız ve birleşik bir bölge inşa edebiliriz” ifadelerini kullandı.
Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Muhsin Rızai, 12 günlük dayatılan savaşın kazanımlarına değinerek, “Son ana kadar güçlü bir şekilde direndik ve özellikle son günlerde atışlarımızın yoğunluğu çok daha fazlaydı” ifadelerini kullandı.
Cihan News’in (Jahannews) aktardığına göre, Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi General Muhsin Rızai, 12 günlük savaşın boyutları ve sonuçlarını değerlendirirken şunları söyledi: “Savaşın durması ve halkın sahaya inmesi bu çatışmanın en önemli kazanımlarından biriydi. Ayrıca birçok komşu ülke İran’ın güvenilir olduğunu anladı ve bizimle iş birliği yapma yönünde istekli olduklarını gösterdiler.”
İsrail'in Güvenliği İlk Kez Ciddi Şekilde Sarsıldı
Rızai sözlerini şöyle sürdürdü: “Elde ettiğimiz zaferleri, İsrail’in yaşadığı kayıplarla birlikte değerlendirmeliyiz. İsrail bu savaşta yüzde 80 oranında siyasi ve toplumsal, yüzde 60 ila 65 oranında ise askeri başarısızlık yaşadı. Ayrıca ciddi maliyetler ödedi ve güvenliği ilk kez ciddi şekilde sarsıldı.”
Rızai, İran’ın da savaş sırasında bazı kayıplar verdiğini kabul ederek, “Şüphesiz biz de zararlar gördük ve bazı seçkin komutanlarımız şehit oldu. Ancak milletimiz bu şehitleri değerli birer sermaye olarak görüyor” dedi.
Nükleer tesislerin zarar gördüğünü, ancak bu kayıpların telafi edilebilir olduğunu belirten Rızai, “Bazı füzelerimiz de hedef alındı, fakat son ana kadar güçlü bir şekilde savaştık ve özellikle son günlerde atışlarımızın şiddeti daha fazlaydı” ifadelerini kullandı.
Geleceğe dair değerlendirmelerde bulunan Rızai, “Öncelikle bu zaferlerin kazanımlarına odaklanmalıyız, daha sonra gelecek senaryolarını konuşabiliriz” dedi.
Artık Bu Zaferleri Tamamlama Zamanıdır
İsrail’le yeni çatışmaların ve olası savaşların tekrarına dair de konuşan Rızai, “Bir sonraki mücadelede 12 günlük savaştan çok daha güçlü olmalıyız. O dönemde 5’e 1 veya 5’e 2 oranında başarı elde ettiysek, gelecekte bu oranı 10’a 0’a çıkarmalıyız. Artık bu zaferleri tamamlama zamanıdır” dedi.
Savaşın devamına dair hem iç hem de dış çevrelerdeki endişelere değinen Rızai, “Bazı kişiler bu savaşın ne kadar süreceğini sorguluyor, bazı dış çevreler ise artık savaşın bittiğini ve müzakere edilmesi gerektiğini savunuyor. Bu kişiler bizi yanıltmaya çalışıyor” diye konuştu.
Doğru saha yönetiminin ve diplomasinin önemine dikkat çeken Rızai, “Sahada desteklenmeyen diplomasi ciddi risklerle karşı karşıya kalır. Öncelik her zaman sahaya verilmelidir. Bunun örneğini Suriye’de gördük; Astana görüşmeleri yeterince ciddiye alınmadı” ifadelerini kullandı.
Bir Sonraki Çatışmanın Zamanını Biz Belirleyeceğiz
Gelecek senaryolarına da değinen Rızai, “Birinci senaryo, İsrail’in kısa vadede bizimle çatışmayı bırakıp Lübnan, Suriye ve Irak’a saldırması. Bu senaryoda Irak seçimlerine müdahale veya kaos yaratma girişimleri de yer alabilir. Ancak ne mutlu ki Irak hükümeti ve halkı bu konuda çok dikkatli” dedi.
Muhsin Rızai, ikinci senaryonun İsrail’in İran’la çatışmayı sürdürmesi olduğunu belirterek, “Bir sonraki çatışmanın zamanını biz belirleyeceğiz ve dönüşüm sürecini devam ettirdiğimiz takdirde, zayıflıklarımızı hızla giderebiliriz” dedi.
Üç kuvvetin (yasama, yürütme, yargı) ve halkın birlik ve dayanışmasının gelecekteki başarının anahtarı olduğunun altını çizen Rızai, “Amerika ve İsrail için İran milletinin birlik ve ulusal iradesinden daha büyük bir tehdit yoktur” ifadesini kullandı.
İslam Devrimi ve Kutsal Savunma (İran-Irak savaşı) tarihine atıfta bulunan Rızai, “İran milleti birlik ve tek seslilik sayesinde hedeflerine ulaşabilir” dedi.
Rızai, “İsrail ve Amerika’nın niyetlerini iyi anlamalıyız. Neden savaşı sürdürmek istiyorlar? Hedeflerimiz ne ve bu savaşın sonunda ne elde etmek istiyoruz? Tüm irademizi bu hedeflere odaklamalı ve potansiyelimizi tam kapasiteye çıkarmalıyız” ifadelerini kullandı.
Son dönemde İran’ın tehditlere karşı yetersiz kaldığına dair ortaya atılan söylentilere de değinen Rızai, “Potansiyelimizi gerçeğe dönüştürebiliriz. 1981’den bir hatıram var; o yıllarda ne kadar zor engelleri aştığımızı ve gerçekten neler yapabileceğimizi gösterdik” diye konuştu.
Yeni Bir Dünya Düzeni Oluşuyor
Dünya genelindeki mevcut duruma da değinen Muhsin Rızai, “Bugünkü koşullar, yeni bir dünya düzeninin oluştuğunu gösteriyor. Üç temel çatışma noktası var: Ukrayna ve Doğu Avrupa, Batı Asya ve Çin Denizi” dedi.
Bu krizlerin, gelecekteki küresel düzenin kaderini belirleyeceğini vurgulayan Rızai, “Amerika ve İsrail geri adım atmak istemiyor, biz de onların isteklerine boyun eğemeyiz. İran teslim olursa, hedefleri yalnızca İran’ı parçalamak olacaktır” ifadelerini kullandı.
Tarih boyunca İran halkının artık Amerika’nın vaatlerine güvenmediğini vurgulayan Rızai, “Her türlü müzakerenin dikkat ve uyanıklıkla yürütülmesi gerekir” diye ekledi.
Dış tehditlere karşı ulusal birlik ve iradenin korunması gerektiğini söyleyen Rızai, geleceğe dair kapsamlı ve dikkatli bir plan yapılmasının önemine işaret etti.
Son olarak, Rızai şunu da paylaştı: “Siyonistler, Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısının yapıldığı yerin altı ayrı noktasını bombaladı. Ancak toplantıyı planlı bir şekilde gerçekleştirdiğimiz için hiçbir üyeye zarar gelmedi.”
Zaferimizi Tamamlamalıyız
Muhsin Rızai, konuşmasının devamında İran’ın son dönemde elde ettiği zaferlerin dış tehditler karşısında tamamlanmasının önemine dikkat çekerek, “Zaferimizi tamamlamalıyız. Bu zafer, ancak düşmanların bize saldırma kapasitesini tamamen kaybettiği ve sahadan tamamen çekildiği zaman tamamlanmış sayılır” dedi.
Son dönemdeki füze atışlarına değinen Rızai, “12 günlük savaşın son günlerinde atışlarımızın şiddeti kayda değer şekilde arttı. Bu durum, ülkemizi savunma konusundaki kararlılığımızı açıkça gösterdi. Son ana kadar güçlü bir şekilde karşılık verdik ve bu yeteneğin gelecekte de sürdürülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Henüz İran İslam Cumhuriyeti’nin güvenliğini önümüzdeki 50 yıl için garanti altına alacak noktaya ulaşılmadığını vurgulayan Rızai, “İlk zaferimizi elde ettik, ancak bunu tamamlamak zorundayız” diye konuştu.
Bazı çevrelerin İran’ı bu noktada durdurmaya çalıştığını ve bunun ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyleyen Rızai, “Bu büyük bir tehlike. Dikkatli olmalıyız” dedi.
Her Zaman Hazır Olmalıyız
Olası gelecek senaryolarına da değinen Muhsin Rızai, “Düşmanlarımız yeniden şanslarını denemek isteyebilir. Böyle bir durumda, geçmişe kıyasla çok daha güçlü bir şekilde karşılık vermeliyiz. Eğer 12 günlük savaşta 5’e 2 oranında bir darbe indirebildiysek, bir sonraki turda 10’a 0 oranında bir zafer elde etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Zaferlerin tamamlanması için ulusal birlik ve iradenin korunmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Rızai, “Her zaman hazır olmalı ve ülkemizi savunma fırsatını asla kaçırmamalıyız” dedi.
Hazırlık ve ulusal iradenin korunmasının önemine de dikkat çeken Rızai, “Elimiz her zaman tetikte olmalı. Düşmandan en küçük bir hareket geldiği anda, geçmişten daha güçlü bir şekilde harekete geçmeliyiz. Düşmanlarımız bizden önemli bilgiler topluyor. Ancak bu ruh halini korursak, krizlerin önüne geçebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Rızai, “Eğer bizi hazırlıksız hale getirirlerse, bir ay bile geçmeden yeniden tehditlerle karşı karşıya kalabiliriz. Ancak böyle bir durumda, sürecin tamamen öngörülebilir ve kontrol altında olacağına inanıyorum. Biz öyle adımlar atmalıyız ki, bu durum bir daha asla tekrarlanmasın” dedi.
Gelecekteki senaryoları etkileyen iki temel faktöre dikkat çeken Rızai, “Bunlardan biri İsrail’in iradesi ve kapasitesi, diğeri de bizim irademiz ve kapasitemizdir. Bugün savaş, iradelerin savaşıdır. Bu yüzden düşmanlarımız bizim ulusal irademizden korkuyor” ifadelerini kullandı.
Basit Analizlere Kapılmamalıyız
Rızai, İsrail ve Amerika’nın iradesinin ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak, “Basit analizlere kapılmamalıyız. Şu anda dünyada yeni bir düzen oluşuyor. Üç önemli çatışma merkezi var: Ukrayna ve Doğu Avrupa, Batı Asya ve Çin Denizi. Bu çatışmalar, önümüzdeki 30 ila 40 yılın kaderini belirleyecek” diye konuştu.
Rızai, “Amerika’nın taleplerine geri dönmemiz mümkün değil. Eğer İran teslim olursa, Amerikanların tek hedefi İran’ı parçalamak olacaktır. Tarih göstermiştir ki, onlar İran halkına asla güvenmez ve barış istediklerini söylediklerinde yalan söylerler” dedi.
“Bölgenin hırsız ve yağmacılarına el uzatamayız. Ulusal birlik ve irademizle ülkemizin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını savunmalıyız” diyen Rızai, İran’ın Amerika ve İsrail’in tehditlerine güçlü yanıtlar verdiğini söyledi.
Katar’daki CENTCOM karargahına yönelik saldırıyı hatırlatan Rızai, “Hangi ülke — Çin bile — bir Amerikan üssünü vurma cesareti gösterebilir? Biz bu cesareti gösterdik. Onlar bizim Ferdows (merkezi) tesislerimizi hedef aldı, biz de misilleme olarak füze saldırısı gerçekleştirdik” dedi.
Rızai, “Kendileri de itiraf ediyor ki bu saldırılardan biri onlara zarar verdi. Ayrıca Katar’da İranlıları karşılayan çok sayıda kişi, Amerikan üslerinde beş-altı patlama sesi duyduklarını söyledi” şeklinde konuştu.
Tüm Ülkeler Yeni Bir Küresel Düzen Arayışında
Bu saldırının İran’ın kendini savunma kapasitesine sahip olduğuna dair güçlü bir mesaj olduğunu vurgulayan Rızai, “Dünya artık iki kutuplu bir yapıyı kabul etmiyor. Çin de çok kutuplu bir sistem peşinde. BRICS üyeleri, Avrupa Birliği, hatta ABD ve Kanada bile yeni bir küresel düzen arayışında” dedi.
Rızai, Batı Asya’daki enerji bölgesinin stratejik önemine değinerek, “Bu bölge, Mısır’dan Kazakistan’a ve Türkiye’den Pakistan’a kadar 25 ülkeyi kapsıyor. Ortak özellikleri var, hepsi Müslüman. Bu bölge, küresel çatışmalarda köprü rolü oynayabilir ve bizim bölgesel bağımsızlığa yönelmemiz gerekiyor” dedi.
Amerika ve İsrail’in bölge ülkelerini parçalama planlarına karşı uyarıda bulunan Rızai, “Suudi Arabistan ve Türkiye parçalanmak istemiyorsa, ABD’nin gelecekteki çatışmalarından uzak durmalı. Biz 25 Müslüman ülke, birlikte çalışarak bağımsız ve birleşik bir bölge inşa edebiliriz” ifadelerini kullandı.
İran ile komşu ülkeler arasındaki gerilimlerin Amerikan politikalarından kaynaklandığını söyleyen Rızai, “Suudi Arabistan ve Türkiye artık bu gerçeği anlamaya başladı. Amerika ve İsrail, onları büyük bir uluslararası bataklığa sürüklüyor” dedi.
Bölgesel iş birliğinin zorunlu olduğunu vurgulayan Rızai, “İlişkilerimizi barış ve güven temelinde kurmalı, tüm siyasi sınırları tanımalıyız. Avrupa Birliği modeline benzer bir yapı oluşturmaya yönelmeliyiz ve tarihten ders almalıyız” şeklinde konuştu.
Siyonistlerin 80 İHA'sını Vurduk
Son olarak, Rızai şu bilgiyi de paylaştı: “80 Siyonist insansız hava aracını vurduk ve 32’sinin enkazı şu anda İran’ın elinde.”
Rızai, yaptığı son açıklamada bölge ülkelerinin toplu iş birliğine yönelmesinin gerekliliğine vurgu yaparak, “Bugünün dünyası artık iki kutuplu bir yapıya cevap vermiyor. Çinliler bile Amerika'nın karşısına geçmek istemiyor. Onlar da çok kutuplu bir dünya düzenine doğru ilerliyor” dedi.
Güneybatı Asya bölgesinin önemine dikkat çeken Rızai, “Mısır'dan Kazakistan'a, Türkiye'den Pakistan'a kadar uzanan bu bölge yaklaşık 25 ülkeyi kapsıyor ve dünya enerji merkezlerinden biri olarak görülüyor. Bu ülkelerin çoğu Müslüman ve ortak özelliklere sahip. Biz bu bölgeyi bağımsızlaştırmalı ve Amerika'nın gelecekteki diğer ülkelerle yaşayacağı çatışmalardan uzak tutmalıyız” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve Suudi Arabistan'a Çağrı
Rızai, Suudi Arabistan ve Türkiye'ye de uyarıda bulunarak, “Eğer Suudi Arabistan ve Türkiye bölünmek istemiyorsa, Amerika ve İsrail'in yarattığı gerilim ve çatışmalardan uzak durmalılar. Çünkü Amerika ve İsrail, bölge ülkelerini parçalamayı hedefliyor ve bu planlar tüm bölge için ciddi tehdit oluşturuyor” dedi.
İran ile komşu ülkeler arasındaki gerilimlere de değinen Rızai, “Bu çekişmeler Amerika'nın niyetlerinin sonucudur. Artık Suudi Arabistan ve Türkiye de bu gerçeğin farkına varmaya başladı. Onlar, Amerika ve İsrail’in kendilerini büyük bir uluslararası bataklığa sürüklediğini anladılar” dedi.
Rızai, bölgesel iş birliğinin zorunluluğunu vurgulayarak, “Biz ilişkilerimizi barış ve güven temelinde kurmalı ve tüm siyasi sınırları tanımalıyız. Ekonomik iş birliği ve ortak pazarlar oluşturarak Avrupa Birliği benzeri bir yapı kurabiliriz” ifadelerini kullandı.
“Ellerimiz her zaman tetikte olmalı” diyen Rızai, “Siyonistlerin ilk hamlesinden sonra, onları geçmişte olduğundan çok daha sert bir şekilde vurmalıyız. Biz kardeşiz ve Müslümanız. Artık bölgesel bağımsızlık için çalışmanın ve tarihten ders alarak geçmişteki hataları tekrarlamamanın zamanı geldi” diyerek sözlerini tamamladı.