Şeytani siyonist işgalci güçlerin, “sarı hat” tünelleri içinde kuşatılmış tüm direniş savaşçılarını öldürdüğünü açıkladığı bildirildi.
Eğer bu doğrulanırsa, aynı zamanda şu da söylenmelidir: Bu mücahitler asla teslim olmadı. Haftalarca yer altında, sınırlı yiyecek, su, ışık ve nefes alacak kadar havayla kaldılar ve en karanlık koşullarda bile beyaz bayrak kaldırmayı reddettiler.
Yerel haberlere göre siyonist işgalci, tünel girişlerini betonla kapatarak tüm çıkış yollarını mühürledi. Diğer taraftan kazılmakta olan alternatif geçitler de bloke edildi ve kaçış ihtimali tamamen ortadan kaldırıldı. Dışarı çıkmaya çalışanlar anında hedef alındı. Bu kişilerden biri, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta şehit olan direniş savaşçısı Ahmed Said Hamad’dı. Onun hikâyesi, dünyanın asla öğrenemeyeceği birçok kişiyi temsil ediyor.
Toprak altında, yüzeye çıkış yolu olmayan dar geçitlerde onlarca savaşçının mahsur kaldığı düşünülüyor. Beton, ateş ve dış dünyadan tamamen kopuk bir şekilde sessizlik içinde mevzilerinim korumaya devam ettiler. Bazıları son nefesine kadar silahlarını elinde tuttu. Bazılarının ise bir kurtarma sesi duymak umuduyla telsizlerini açık bıraktığı bildirildi — o ses hiç gelmedi.
Dünyanın, bu günlerde Gazze’de yaşanan trajediyi tam olarak öğrenmesi muhtemelen mümkün olmayacak. Ancak yakınlardaki sakinlerin ifadeleri ve tünel uzmanlarının değerlendirmeleri, bu insanların girişler kapatıldıktan sonra günlerce, hatta haftalarca hayatta kaldıklarını gösteriyor. İletişimleri yavaş yavaş kesildi. Adımları giderek kayboldu. Fakat hiçbir rapor teslim olduklarını göstermedi.
Bu sadece bir “şehadet” hikâyesi değil; bir direniş ve kararlılık hikâyesidir. Küresel direniş topluluğu, bu anlatıları korumalı ve dünyayla paylaşmalıdır. Gazze’nin tünellerinin altında, sessizlik ve betonla çevrili kalan bu adamlar, son anlarında bile teslim olmayı reddettiler.
Sessizlikleri yüksek sesle konuşuyor. Fedakârlıkları unutulmamalı.
Kaynak: Batı Asya Raporu