İran Dışişleri Bakanlığı, kumarbaz Trump'ın İran’a yönelik son açıklamalarına sert bir bildiriyle yanıt verdi. Bakanlık açıklamasında, “ABD, dünyada terörizmin en büyük üreticisi ve siyonist terör rejiminin başlıca destekçisi olarak, başkalarını suçlama konusunda hiçbir ahlaki zemine sahip değildir” ifadelerine yer verildi.
Tesnim'in haberine göre, açıklamada, Trump'ın işgalci rejimin parlamentosu (Knesset) önünde, soykırım suçlularının huzurunda İran hakkında dile getirdiği “asılsız, sorumsuz ve utanç verici iddiaların” şiddetle kınandığı belirtildi. İran Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin bu açıklamalarla kendi sorumluluklarını gizlemeye çalıştığını vurguladı.
Bakanlık, İran halkının ABD’nin işlediği suikastları hiçbir zaman unutmadığını, özellikle ABD destekli IŞİD terörüne karşı mücadelede öncü rol oynayan Şehit Kasım Süleymani’ye yönelik suikastın derin bir saygıyla anıldığını ifade etti. İran halkının bu “vahşi saldırıyı” ne affedeceği ne de hafızasından sileceği belirtildi.
Açıklamada, İran’ın barışçıl nükleer programına dair sürekli tekrarlanan yalan iddiaların, ABD ve İsrail’in İran topraklarına yönelik saldırılarını ve İranlı bilim insanlarına düzenlenen suikastları meşrulaştıramayacağı vurgulandı. İran Dışişleri Bakanlığı, bu saldırıların ABD’nin suça ortak olduğunu ve Amerikan yönetiminin İran halkına karşı duyduğu düşmanlığı açıkça ortaya koyduğunu kaydetti.
Bakanlık ayrıca, ABD’nin Filistin topraklarındaki işgale ortak olduğunu, Siyonist rejimin işlediği savaş suçlarını desteklediğini ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İsrail’e karşı etkili adımlar atılmasını engellediğini hatırlattı. İran, Washington yönetiminin bu politikalarıyla uluslararası hukuk sürecini felce uğrattığını ve İsrailli suçluların yargılanmasını engellediğini bildirdi.
Açıklamada, bölgedeki Amerikan müdahaleciliğinin, işgal ve soykırıma verilen destekle birleşerek Ortadoğu’yu “istikrarsızlık ve güvensizlik merkezi” haline getirdiği belirtildi. ABD’nin İsrail’e sağladığı sınırsız silah desteği ve politik koruma, bölgedeki tüm krizlerin başlıca nedeni olarak gösterildi.
İran Dışişleri Bakanlığı, Amerikan Başkanı’nın “barış ve diyalog” çağrılarını samimiyetsiz bulduklarını, çünkü ABD’nin aynı anda İran halkına yönelik düşmanca eylemler yürüttüğünü ifade etti. Açıklamada şu soru yöneltildi: “Bir ülke, siyasi müzakereler sürerken bir yandan İran’ın barışçıl nükleer tesislerini bombalayıp, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce masum insanı katlederken nasıl barıştan söz edebilir?”
Son olarak, İran halkının köklü tarihine, kültürel değerlerine ve mantık temelli diyalog geleneğine vurgu yapıldı. Açıklama, İran’ın bağımsızlığını, ulusal onurunu ve çıkarlarını tehdit eden her türlü saldırıya karşı cesaretle ve kararlılıkla savunma yapmaya devam edeceği ifadeleriyle sona erdi.