MUHAMMED NEZZAL'DAN DOHA SALDIRISI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

img
MUHAMMED NEZZAL'DAN DOHA SALDIRISI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Muhammed Nezzal: “Medyada ve sosyal ağlarda Hamas’ın saldırıdan önce herhangi bir güvenlik bilgisi aldığına dair yayılan söylentilerin tamamı asılsızdır. Eğer böyle bir bilgi bize ulaşmış olsaydı, Halil el-Hayye’nin evi boşaltılır ve idari bölüm ile beraberindekiler kurtarılırdı” dedi.

Hamas’ın üst düzey bir yetkilisi, siyonist rejimin Doha’da hareketin heyetine yönelik gerçekleştirdiği terör saldırısının, direnişin aldığı uygun güvenlik önlemleri sayesinde başarısız olduğunu belirterek, “Bu korkakça saldırının bozguna uğraması, Netanyahu’nun hayallerini yerle bir etti ve onu kâbusa sürükledi” dedi.

Qodsna’nın aktardığına göre, Muhammed Nezzal Arabi 21’e yaptığı açıklamada, siyonist rejimin Hamas heyetini Doha’da hedef alan terör saldırısının ağır bir hezimete uğradığını vurguladı. Nezzal, “Hedef alınan tüm liderler hayatta kaldı. Ancak düşmanın fırlattığı füzeler, idari bölümden beş kardeşimiz ile beraberlerinde bulunanlardan, aralarında Halil el-Hayye’nin oğlu Hammam ve Katarlı güvenlik subayı Bedr el-Humeydi el-Dusari’nin de bulunduğu kişilere isabet etti ve hepsi anında şehit oldu. Füze şarapnelleri ayrıca Halil el-Hayye’nin eşi Ümmü Üsame’ye, gelinine ve torunu Abdurrahman’a da isabet etti, ancak yaraları hafifti” ifadelerini kullandı.

Hamas yetkilisi, bazı basın organlarının İsrail’in Doha saldırısından önce Mısır ve Türkiye’nin Hamas’ı uyardığı yönündeki iddialarıyla ilgili olarak, “Medyada ve sosyal ağlarda Hamas’ın saldırıdan önce herhangi bir güvenlik bilgisi aldığına dair yayılan söylentilerin tamamı asılsızdır. Eğer böyle bir bilgi bize ulaşmış olsaydı, Halil el-Hayye’nin evi boşaltılır ve idari bölüm ile beraberindekiler kurtarılırdı” dedi.

Hamas uzun süredir güvenlik önlemleri alıyordu

Nezzal, daha önce bazı dost ülkelerden siyonistlerin Hamas liderlerini yurt dışında hedef almayı planladığını gösteren genel istihbarat uyarıları aldıklarını hatırlatarak, “İşgalciler hiçbir kural tanımadığından, kimseye ve hiçbir yere —ister Türkiye isterse Katar— dokunulmazlık yoktur. Ayrıca işgalci rejimin siyasi, askeri ve güvenlik liderleri de tehditler savurmuştu” diye konuştu.

Nezzal, “Hamas bu genel tehditleri ve istihbarat uyarılarını çok ciddiye aldı ve katı güvenlik ve ihtiyat önlemleri aldı. Bu tamamen doğaldı; zira hareketin liderlerinin ve kadrolarının bulunduğu alanlarda güvenlik seviyesini yükseltmemiz gerekiyordu. Biz, Amerikan desteği altındaki siyonist rejimle askeri, güvenlik, siyasi, medya ve uluslararası alanlarda bir savaşın içinde olduğumuzun farkındayız” ifadelerini kullandı.

Hamas liderlerine yönelik suikast girişiminin başarısızlığı Netanyahu’nun hayallerini boşa çıkardı

Hamas yetkilisi, siyonist rejimin Doha’daki Hamas heyetine yönelik başarısız suikast girişiminin sonuçlarına değinerek, “Siyonistler kendilerinden oldukça emindiler, istedikleri her yere ulaşabileceklerini ve hedefledikleri her lideri veya yetkiliyi ortadan kaldırabileceklerini sanıyorlardı. Ancak Katar’da Hamas liderlerine yönelik suikast girişiminin boşa çıkması, işgalci rejim açısından hem içerde hem de uluslararası düzeyde büyük olumsuz sonuçlar doğuracaktır” dedi.

Hamas lideri, “İşgalci rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu, mutlak bir zafer ilan etmeye hazırlanıyordu, fakat büyük bir hezimetin acısını tattı. Netanyahu bizi kandırmak istedi, ama kutlama yapmayı umduğu bu terör saldırısı onun için işkenceye dönüşen bir kâbus haline geldi” ifadelerini kullandı.

Nezzal, Hamas’ın Katar’daki varlığında önümüzdeki dönemde değişiklik ihtimaline dair bir soruya ise, “Siyasi büro başkanının ve bazı üyelerinin Katar’daki varlığı yeni bir durum değildir, çeyrek asırdan daha eskiye dayanmaktadır. Filistin davasına verdiği destek ve Hamas liderlerini misafir etmesinden dolayı Katar’ın tutumunu takdir ediyoruz. Eğer Doha bu misafirperverliğe son verme kararı alırsa, biz de bu karara saygı göstereceğiz” yanıtını verdi.

Bahsi geçen Hamas yetkilisi, Gazze ateşkes müzakerelerinin geleceği hakkında, müzakere süreciyle ilgili nihai tutumun belirlenmesi için şu an çok erken olduğunu söyledi. Hamas, müzakerelerdeki tutumunu kendi liderliği çerçevesinde gözden geçirecek; diğer Filistin direniş grupları ve arabulucularla da istişare edecek ve nihai pozisyonunu müttefiklerin ve dostların tutumlarını göz önünde bulundurduktan sonra açıklayacaktır.

Muhammed Nezzal açıklamalarına şöyle devam etti: Eğer Netanyahu, Hamas liderlerine uyguladığı siyasi, askeri ve güvenlik baskılarının onların yaklaşımını değiştireceğini düşünüyor ise aldatılmış demektir.

Genel olarak, siyonist rejimin Katar topraklarındaki terör saldırısına karşı Arap-İslam ve uluslararası tepkilerin iyi olduğunu; bu suçlamaya dair net kınama açıklamalarının yayımlandığını ancak bu tutumların kınamanın ötesine geçip siyonist rejimi kuşatma ve tecrit edecek somut adımlara dönüşmesi gerektiğini belirtti. Nezzal, Arap ve İslam kuruluşlarının Doha’da pazar ve pazartesi günleri yapılacak ortak toplantısının siyonistlere baskı uygulamakta kararlı adımlara yol açmasını umduklarını söyledi.

Özerk Yönetim’in tutumu üzüntü vericidir

Muhammed Nezzal, Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimi’nin bu terör saldırısına yönelik tutumunu üzüntü verici olarak nitelendirerek, söz konusu yapının yalnızca İsrail’in Katar’a yönelik saldırısını kınadığını; ancak Hamas liderlerinin hedef alınmasını kınamadığını ve hatta işgal rejiminin bu vahşi ve terörist saldırısında şehit düşen bazı kardeşlerin ailelerine taziye dileğinde bulunmadığını söyledi. Nezzal, Özerk Yönetim’in bu tavrıyla Filistin halkına karşı sorumsuzluğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

İsrail’in Katar’a yönelik terör saldırısına Trump onayı vardı

Muhammed Nezzal, ABD Başkanı Donald Trump’ın saldırının Netanyahu tarafından alınan bir karar olduğu ve Katar’da böyle bir olayın bir daha tekrarlanmayacağı yönündeki iddialarına yanıt olarak, Trump’ın sözlerine güvenmediklerini belirtti. Trump’ın saldırıdan önce Katar’ı bilgilendirdiğini iddia ettiğini, ancak Amerikan uyarı mesajının saldırıyla eş zamanlı geldiğinin anlaşıldığını; bunun da ABD hükümetinin bu suçlu operasyonlardan haberdar olduğunu ve belki de bunlarda ortak olduğunu gösterdiğini söyledi.

Hamas lideri sözlerine şunları ekledi: Ayrıca bölgede bulunan Amerikan üslerinin uçakları tespit edebildiği, hatta Katar radarları tarafından tespit edilmeseler bile bunların tespitinin mümkün olduğu açıkça ortadadır; fakat Washington, Doha’yı bilgilendirmedi. Dolayısıyla Trump’ın beyanları yanıltıcıdır ve üzücüdür ki Trump yönetimi siyasi müzakere planını sunarken Netanyahu’ya bir ülkenin egemenliğini ihlal etme konusunda yeşil ışık yakmıştır.

Netanyahu’nun amacı, düşüşünü engellemek için soykırım savaşını sürdürmektir

Nezzal, siyonist rejimin bu iğrenç eylemiyle, müzakereler sürecine yönelik nihai tutumun belirlenmesinin hâlâ çok erken olduğunu belirterek, bu saldırının arabuluculuk yapan ve müzakereleri destekleyen bir ülkenin egemenliğini ihlal etmesi nedeniyle Katar’ın ihaneti ve ikiyüzlülüğü hissetmesi sebebiyle arabuluculuğunu askıya aldığını ve bunun Doha’nın doğal hakkı olduğunu söyledi. Hamas da müzakere sürecine ilişkin tutumunu liderlik çerçevesinde gözden geçirip direniş grupları ve arabulucularla istişare ederek nihai tutumunu buna göre açıklayacağını ifade etti.

Siyasi büro üyesi, ateşkes, rehine takası, yardım girişlerinin yeterli düzeyde sağlanması ve tüm meselelerde anlaşma sağlanması için müzakere sürecinin başlaması gibi herhangi bir anlaşmayı desteklemeye devam edeceklerini; fakat Netanyahu’nun hâlâ kaçamak, manevra ve yalanlarla devam ettiğini, çünkü savaşı durdurmak istemediğini ve her türlü anlaşmayı engellemeye çalıştığını söyledi. Nezzal, şu anda Netanyahu’nun amaçladığı şeyin önce İsraillilerin esirleri yükünden kurtulmak olduğunu, ardından Gazze’de soykırım savaşını sürdürmek olduğunu; çünkü savaşın durması Netanyahu döneminin sona ermesi ve onun düşmesi anlamına geleceğini belirtti.

Direnişin silahsızlandırılması mümkün değildir

Muhammed Nezzal, savaşın sona ermesi karşılığında Hamas’ın silahsızlandırılması konusundaki tekrar eden sözlere değinerek, Hamas ve diğer Filistin direniş gruplarının silahsızlandırılmasının gerçekleşmeyeceğini, silahsızlandırma meselesinin bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla bağlantılı olduğunu vurguladı. Direnişin silahsızlandırılmasının Filistinlilerin kendilerini ve topraklarını savunmak için sahip olduğu her türlü araçtan mahrum bırakılması anlamına geldiğini söyledi.

Nezzal, direnişin hafif silah ve ilkel silahlarının savaşa devam etmeye değmeyeceğini iddia edenlerin, bu silahların düşmana hem can hem de teçhizat açısından ağır kayıplar verdirdiği gerçeğini görmezden geldiklerini; son örneğin Cebaliya’daki kahramanca direniş operasyonu olduğunu ve bu operasyonda en az dört İsrailli askerin öldürüldüğünü belirtti.

Hamas yetkilisi, savaş sonrası Arap ve İslam güçlerinin Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması ihtimaliyle ilgili olarak, medyada bu yönde söylentiler duyulsa da hiçbir tarafın konuyu resmî olarak gündeme getirmediğini ve herhangi bir teklifin mevcut olmadığını söyledi. Sunulan herhangi bir fikir masaya yatırılmalı ve biz de detaylarını ve koşullarını inceleyeceğiz dedi.

Son olarak savaş sonrası Gazze’nin yönetimi için ulusal bir komite kurulması tartışmasına değinerek, Mısırlı yetkililerin bu öneriyi sunduğunu ve El Fetih hariç tüm Filistin gruplarının bunu kabul ettiğini belirtti. Filistin grupları, bağımsız ve profesyonel 40 isim önerdiler; bunlardan 15’i Mısırlı yetkililer tarafından seçildi. Ancak bugüne kadar bu komite kurulmadı ve bizim asıl amacımız savaşın durması; bu komitenin ise ilgili taraflarca sağlanacak herhangi bir anlaşmanın bir parçası olmasını sağlamaktır.

www.kudusgunu.com



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!