KHAMENEİ.İR SİTESİNDE YAYINLANAN ÇARPICI SAVAŞ ANALİZİ

img
KHAMENEİ.İR SİTESİNDE YAYINLANAN ÇARPICI SAVAŞ ANALİZİ

Dolayısıyla ortada ne barış vardır ne de bu süreç İran’a dayatılmıştır. Söz konusu olan yalnızca kırılgan bir ateşkestir ve bu ateşkes, İran’ın güçlü pozisyonundan ve düşmanın çaresizliğinden doğmuştur.

KHAMENEI.IR internet haber sitesinin, siyonist rejimin saldırılarına karşı İran milletinin direnişine adanmış özel sayısı olan 4. sayısı yayımlandı.

"İran'ın Sesi" internet gazetesinin 4. sayısının başyazısı:

ÖLÜMCÜL FÜZELER-BİRLEŞİK YUMRUKLAR 

'Mevcut durumun asıl tanımı barış değil; yalnızca bir duraklama söz konusudur, başka bir şey değil. “Zorla dayatılan barış” ancak düşmanın, çatışma ve saldırıların sonlanmasını, kendi baskıcı şartlarının –örneğin İran’ın nükleer programının sona erdirilmesi, füze programının durdurulması ve 13 Haziran’daki saldırı sonrası açıkladığı diğer hedeflerin– kabul edilmesine bağlaması halinde söz konusu olabilir. Ancak İran’ın Katar’daki El-Udeyd Üssü’nü –ABD Merkez Komutanlığı’nın (CENTCOM) bölgedeki ana karargâhı– hedef alan füze saldırısının ardından, saldırıları durdurma talebi bizzat siyonist İsrail rejimi tarafından, ABD aracılığıyla iletildi.

Dolayısıyla ortada ne barış vardır ne de bu süreç İran’a dayatılmıştır. Söz konusu olan yalnızca kırılgan bir ateşkestir ve bu ateşkes, İran’ın güç pozisyonundan ve düşmanın çaresizliğinden doğmuştur.

Her An Yeniden Çatışma Çıkabilir 

Bu ateşkesin ne kadar süreceği ise belirsiz. Her an yeniden çatışma başlayabilir. İran’ın Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi ile silahlı kuvvetlerinin yayımladığı açıklamalarda açıkça “tetikte olmak” gibi ifadeler kullanıldı. Bu da her şeyin karşı tarafın davranışlarına bağlı olduğunu gösteriyor.

Öte yandan, İsrail ordusu çatışmaların son gecesinde ateşkesin devreye girmesine kadar kalan sürede ağır bir saldırı gerçekleştirmeye çalıştı. Ancak İran silahlı kuvvetlerinin sert ve anında verdiği yanıt –işgal altındaki tüm topraklara yönelik güçlü bir füze saldırısı– diplomasi sürecinin başlamasının bir zafiyet anlamına gelmediğini net biçimde ortaya koydu.

Savaşın Seyrini Değiştiren Gelişme 

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarında savaşın seyri ikinci ya da üçüncü günden itibaren değişti. İran, işgal altındaki toprakların derinliklerine etkili, hassas ve stratejik darbeler indirmeyi başardı. Bu sahadaki güç, İran halkının sergilediği büyük iç dayanışmayla birleşince düşmanın kapsamlı ve karanlık planlarından geri adım atmasına neden oldu. Karşı tarafın geri çekilmesi, insani değerlerden değil, yalnızca İran’ın askeri gücünün sahada sergilenmesinden kaynaklandı.

Dünya, sadece bir hafta önce, ABD’nin İsrail saldırısından sonra İran’da rejim değişikliği, ayaklanmalar, füze ve nükleer kapasitenin yok edilmesi gibi hedefleri dile getirdiğini gördü. Ancak İran’ın sahadaki kararlılığı ve Katar’daki ana askeri üssünü hedef alması sonrası ABD şu noktaya geldi: “Siz ateş etmeyin, biz onların ateş etmemesini garanti ederiz!”

Siyonist İsrail Kıyameti Yaşadı 

Düşman, yaşadığı yıkımın ve kayıpların boyutunu sansürleyerek dünya kamuoyunun gerçeği öğrenmesini engellemeye çalışsa da, İran’ın verdiği darbelerin etkisini çok iyi biliyor. Bir Siyonist gazetenin ifadesiyle, bu saldırılar işgal altındaki şehirlerde “kıyamet manzaraları” yarattı. Dünya bu sahnelerin benzerini daha önce Gazze’de görmüştü.

Amerikalı bir stratejistin ifadesiyle: “Dün İsrail halkı için gerçekten korkunç bir gündü. Onlar bu ateşkese ihtiyaç duyuyordu, çünkü savunma mühimmatları tükenmek üzereydi. Trump da Katar’ın desteğiyle devreye girdi.”

İran, gücünü doğrudan sahada İsrail rejimi ve ABD’ye kabul ettirdi. Oysa savaşın beşinci gününde ABD Başkanı kibirle şöyle konuşuyordu: “Biz ateşkes istemiyoruz, biz yüzde yüz zafer ve İran’ın tam teslimiyetini istiyoruz!”

www.kudusgunu.com



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!