114 uluslararası sivil toplum kuruluşu, Avrupa Birliği’ne siyonist İsrail ile olan ortaklık anlaşmasını askıya alma çağrısında bulundu.
Filistin Enformasyon Merkezi'nin haberine göre, söz konusu uluslararası sivil toplum kuruluşları arasında İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) ve Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) gibi dünyaca tanınan kurumlar da yer alıyor. Yapılan çağrının gerekçesi, siyonist İsrail’in Filistinlilere yönelik sürdürdüğü soykırım niteliğindeki saldırılar ve ciddi insan hakları ihlalleri oldu.
23 Haziran Pazartesi günü yayımlanan ortak bildiride, Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının İsrail ile imzalanan ortaklık anlaşmasını gözden geçirmesi beklenen toplantı öncesi, anlaşmanın askıya alınması gerektiği vurgulandı. Bildiride, mevcut koşullarda bu anlaşmanın tarafsız biçimde incelenmesi halinde, İsrail’in insan haklarına ilişkin yükümlülükleri ciddi biçimde ihlal ettiğine dair net bir sonuca ulaşılacağı belirtildi.
Human Rights Watch’ın AB kurumları nezdindeki müdür yardımcısı Claudio Francavilla, yaptığı açıklamada, İsrail ile sürdürülen diplomatik süreçlerin büyük oranda başarısız olduğunu kaydetti. Francavilla, Avrupa genelinde aylardır süren Filistin’e destek protestolarının halkın bu konudaki duyarlılığını ortaya koyduğunu, sosyal medyada her gün karşılaşılan şiddet görüntüleri ve suçlara kayıtsız kalınamayacağını ifade etti.
Francavilla’ya göre, ortaklık anlaşmasının gözden geçirilmesi, sadece sembolik değil, pratik sonuçlar doğuracak adımlarla desteklenmeli. Bu çerçevede, anlaşmanın ticari yönünün askıya alınmasının da değerlendirilmesi gerektiğini belirten Francavilla, İsrail’de faaliyet gösteren insan hakları kuruluşlarının Batı Şeria’da işlenen suçlara yönelik yargı sürecinde cezasızlık oranının %97 civarında olduğunu tespit ettiğini aktardı. Bu durum, İsrail adalet sisteminin hak ihlallerini yeterince ciddiye almadığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Avrupa Birliği ile İsrail arasında 2000 yılında yürürlüğe giren ortaklık anlaşması, taraflar arasındaki siyasi ilişkiler ve ekonomik iş birliğinin hukuki temelini oluşturuyor. Anlaşmanın ikinci maddesi, bu ortaklığın insan haklarına ve uluslararası hukuka saygı esasına dayandığını açıkça ortaya koyuyor.