Devrim Muhafızları Ordusu, ABD ve siyonist İsrail'in İran topraklarına yönelik saldırılarına karşı sert bir tepki göstererek, güçlü ve amansız bir misilleme süreci başlattıklarını ilan etti.
YDH'nin haberine göre, yapılan açıklamada, bölgede bulunan ABD üslerinin bir güç göstergesi değil, aksine stratejik bir zayıflık noktası olduğu vurgulandı.
Devrim Muhafızları, ABD ve İsrail'in İran’a yönelik hava saldırılarını “ağır sonuçlar doğuracak bir saldırganlık” olarak tanımlarken, bu saldırılara verilecek karşılığın şiddetli ve sonuç odaklı olacağını duyurdu. Bu açıklama, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’daki üç nükleer tesise saldırı düzenlendiğini doğrulamasının ardından geldi. Trump, Fordo tesisine tam mühimmatla saldırı yapıldığını ifade etmişti.
Yapılan açıklamada, saldırıya katılan Amerikan savaş uçaklarının rotalarının tespit edildiği ve İran tarafından yakından takip edildiği bilgisi de paylaşıldı. Devrim Muhafızları'nın ifadesiyle, ABD'nin bölgedeki askeri varlığı artık bir caydırıcılıktan çok kırılganlık göstergesi haline gelmiş durumda.
Misilleme operasyonlarının sürdüğü vurgulanırken, İran’ın hedefinde İsrail’e ait stratejik altyapılar ve hayati öneme sahip merkezlerin bulunduğu belirtildi. Açıklamada, "İşgalciler artık eylemlerinin bedelini ödeyecekleri bir döneme girmiştir" denildi.
Devrim Muhafızları ayrıca İran’ın barışçıl nükleer programına yönelik iddiaları reddederek, bu alandaki ilerlemenin hiçbir saldırıyla durdurulamayacağını net bir şekilde ortaya koydu. İran’ın dış baskılara karşı dirençli olduğu vurgulandı.
Açıklamada, Batılı liderler için de sert ifadeler kullanıldı. ABD ve İsrail yetkilileri ahlaki çöküntü içinde ve siyasi olarak dengesiz olarak tanımlandı. Trump’ın söylemleri ve Tel Aviv ile Beyaz Saray’daki yönetim, “suç şebekesi” olarak nitelendirildi.
Açıklama, “ABD artık oyunu kontrol edememekte ve İran’ın kararlı karşılığıyla yüzleşmekten kaçamayacaktır” ifadeleriyle son buldu.
Gerçek Vaat 3 Operasyonu’nun 20. dalgası başlatıldı
İran Devrim Muhafızları, sabah saatlerinde Gerçek Vaat 3 Operasyonu’nun 20. aşamasını devreye soktuklarını açıkladı. Bu kapsamda, işgal altındaki topraklarda yer alan stratejik merkezler, gelişmiş uzun menzilli balistik füzelerle hedef alındı.
Devrim Muhafızları Sözcüsü Tümgeneral Naini, hem sıvı hem katı yakıtla çalışan, yüksek tahrip gücüne sahip harp başlıklı füzelerin kullanıldığını belirtti. Bu füzelerin, düşman hava savunma sistemlerini aşmak için özel olarak geliştirildiğini kaydetti.
Operasyonun hedefleri arasında Ben Gurion Havalimanı, bir biyolojik araştırma merkezi, komuta ve lojistik üsleri yer aldı. Naini, operasyonun, ABD ve İsrail’in eş zamanlı saldırılarına karşı İran’ın askeri dengesini ortaya koyduğunu söyledi.
Yeni füze sistemleri ve taktikler açıklandı
Operasyonun 20. dalgasına dair paylaşılan detaylara göre, İran bu saldırıda 40 gelişmiş balistik füze kullandı. Dikkat çeken yeniliklerden biri de üçüncü nesil çoklu harp başlıklı "Hayberşiken" füzesinin ilk kez sahada kullanılması oldu.
Füzelerin yüksek manevra kabiliyetine sahip, yönlendirilebilir ve büyük yıkım gücüne sahip başlıklarla donatıldığı belirtildi. İran, bu teknolojik ilerlemeyi, saldırı kabiliyeti açısından büyük bir adım olarak değerlendirdi.
DMO açıklamasında, "daha etkili ve yıkıcı saldırılar için yeni ve şaşırtıcı taktikler" geliştirildiği vurgulandı. Füzelerin rotaları ve manevra kabiliyeti, İsrail’in savunma sistemlerini hazırlıksız yakaladı.
Ayrıca, dikkat çekici bir ayrıntı olarak, saldırı bölgelerinde alarm sirenlerinin füzeler hedefe ulaştıktan sonra çaldığı bilgisi paylaşıldı. Bu durumun, karşı cephede panik ve koordinasyon kaybına yol açtığı ifade edildi.
Açıklamanın sonunda şu ifadeye yer verildi: “İran Silahlı Kuvvetleri’nin elindeki en güçlü imkanlar henüz devreye alınmamıştır.”
