Siyonist İsrail’in Gazze’ye insani yardım amacıyla kurulduğunu iddia ettiği "Gazze’ye İnsani Yardım Vakfı", ardındaki ABD ve İsrail istihbarat unsurlarıyla dikkat çekiyor.
Tesnim'in siyonist rejim medyasından aktardığı habere göre, vakıf doğrudan Başbakan Netanyahu ve yakın çevresiyle bağlantılı ve yardım faaliyeti görüntüsü altında istihbari ve güvenlik amaçlı çalışıyor.
Yardım Adı Altında Denetim Mekanizması
“Gaza Humanitarian Foundation” (Gazze İnsani Yardım Vakfı) adıyla Cenevre’de 2025 Şubat’ında kurulan söz konusu vakfın, Gazze’ye yardım ulaştırmak kadar Hamas’ın etkisini kırmayı da hedeflediği öne sürülüyor. Haaretz gazetesinin aktardığına göre, proje aslında Filistinlilerin kişisel bilgilerini toplamak, güvenlik soruşturmalarına tabi tutmak ve yardımı yalnızca sicili temiz olanlara ulaştırmak amacı taşıyor.
Aynı zamanda İsrail'in Gazze’nin güneyine yönelik yardımları sınırlayarak sivilleri göçe zorlama stratejisi izlediği, yardım dağıtımı üzerinden kontrol kurmak istediği belirtiliyor. Bu süreçte Birleşmiş Milletler (BM) devre dışı bırakılıyor ve uluslararası hukuk ihlal ediliyor.
Vakfın Kökeni: Askerler, İş İnsanları ve Eski CIA Subayları
İsrail ordusundan yedek subaylar ve Netanyahu’ya yakın bazı iş insanları, 2023 sonunda Tel Aviv yakınlarındaki Mikveh Koleji’nde “Mikveh İsrael” adlı derneği kurdu. Bu yapının temelini oluşturduğu vakıf planına, eski CIA subayı Philip Reily güvenlik sorumlusu, eski ABD Deniz Piyadesi Jake Wood ise bağış toplama lideri olarak dahil oldu.
İlk toplantıya, İsrail ordusu ve hükümetinden birçok önemli isim katıldı. Bu isimler arasında, İsrail hükümetiyle çalışan teknoloji firması OpenFox’un CEO’su Yotam HaCohen, Netanyahu’nun askeri danışmanı Roman Goffman ve Amerikalı Siyonist iş insanı Michael Asenberg de yer aldı.
BM’den Sert Tepki: Yardım Değil Baskı Aracı
BM ve bağlı yardım kuruluşları, vakfın kurulmasına sert tepki gösterdi. Yapılan açıklamalarda, Gazze’de yardım çalışmalarını İsrail’in kontrolüne almak ve insani yardımı siyasi baskı aracı olarak kullanmakla suçlanan vakfın planı reddedildi. BM, yardım almak isteyen sivillerin tehlikeli yolları aşmak zorunda bırakıldığını belirtti.
2 Mart’tan bu yana tüm sınır kapılarını kapatan İsrail, sadece kendi denetimindeki sınırlı sayıda yardım tırına izin veriyor. Yardımlar, yalnızca Gazze'nin güneyindeki dört merkezde dağıtılıyor.
İsrail Yardım Maskesiyle Zehirli Gıda mı Gönderiyor?
İsrail medyası, Gazze’ye gönderilen gıda ürünlerinin fotoğraflarını yayınladı. Bu ürünlerin “Abutaj” markasını taşıdığı ve işgal altındaki Negev bölgesinde yer alan Alaoda Group adlı şirkete ait olduğu belirtildi. Ancak ton balığı kutularında farklı olarak “Blue Tuna” markası kullanılması dikkat çekti.
İsrail Sağlık Bakanlığı’nın, mart ayında piyasadan toplattığı ve histamin içerdiği açıklanan zehirli bir ton balığı türüyle ilgili uyarıda bulunması, bu ürünlerin Gazze’ye gönderilmiş olabileceği şüphesini gündeme taşıdı.
Sosyal Medya Ünlüleri ve Diplomatik Baskı Arayışı
Washington Post’un ulaştığı bir belgede, yardım planının teknik detayları açıklanıyor. Buna göre; yardım koridorlarının güvenliği için özel askeri ekipman, zırhlı araçlar ve iletişim altyapısı planlanıyor. Ayrıca Gazze’nin insansız hava araçlarıyla gözetleneceği bir operasyon merkezi de kurulması gündemde.
Kamuoyunu ikna etmek için sosyal medya fenomenleri ve Arap ünlülerin listesi oluşturulmuş durumda. Diplomatik cephede ise, Almanya gibi ülkelerin desteği alınmaya çalışılırken, İsrail’i eleştiren Fransa’nın vakfa karışmaması için baskı yürütülüyor.
Gazze İçişleri Bakanlığı: Yardım Görünümlü İstihbarat Operasyonu
Gazze İçişleri Bakanlığı, İsrail’in “yardım” mekanizmasını aslında istihbarat ve güvenlik operasyonu olarak yürüttüğünü, Filistinlileri belirli bölgelere çekerek yerinden etmeyi hedeflediğini duyurdu.
Bakanlık, "Bu mekanizma halkı yardım alabilmek için tehlikeli yollara itiyor. Amaç, Gazze’yi tamamen işgal etmek ve halkı göçe zorlamak," ifadelerine yer verdi.
Sonuç olarak, İsrail ve ABD destekli bu planın temel amacının, yardımları bahane ederek bölgeyi denetim altına almak olduğu yorumları yapılırken, Filistinliler üzerindeki baskının yardım politikaları üzerinden yeni bir aşamaya taşındığı vurgulanıyor.
