BATI ŞERİA'DA KONTROL SİYONİST ÇETELERE DEVREDİLDİ

İsrail ordusunun Batı Şeria'da önemli yasal yetkileri, İsrailli aşırı gruplara gizlice devrettiği ortaya çıktı. 

Görüntülenme: 409 Tarih: 21 Haziran 2024 15:42
BATI ŞERİA'DA KONTROL SİYONİST ÇETELERE DEVREDİLDİ

El-Meyadin’in bildirdiğine göre, İsrail ordusu işgal altındaki Batı Şeria'da önemli yasal yetkileri, aşırı sağcı Bakan Bezalel Smotrich'e bağlı İsrailli aşırı gruplara gizlice devretti.

İsrail ordusunun 29 Mayıs'ta internet sitesinde yayımladığı bir yönerge, Batı Şeria'yı yöneten İsrail organı olan "Sivil İdare"deki çok sayıda yönetmeliğin sorumluluğunu ordudan alıp Güvenlik Bakanlığı'nda Smotrich'e bağlı olarak çalışan kamu görevlilerine verdi.

Smotrich ve çeteleri uzun zamandır "Sivil İdare"nin ya da en azından önemli bir bölümünün kontrolünü, işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail egemenliğini genişletmenin bir yolu olarak görüyor. Nihai amaçları, merkezi hükümet ve bakanlıkları tarafından doğrudan kontrol edilmesini sağlamaktır.

El-Meyadin, bu görev devrinin, yerleşimlerin genişlemesi ve gelişmesi üzerindeki yasal kısıtlamaların olasılığını azalttığını belirtti.

İsrailli politikacılar uzun zamandır 1967'de işgal ettikleri ve milyonlarca Filistinlinin yaşadığı Batı Şeria'ya kalıcı olarak el koymanın yollarını arıyor.

Times of Israel'in aktardığına göre, İsrailli insan hakları avukatı Michael Sfard şunları söyledi: "Sonuç olarak, ilhak meselesinin bulanık olduğunu düşünen herkes için bu emir tüm şüpheleri sona erdirmelidir. Bu emrin yaptığı şey, idari gücün geniş alanlarını askeri komutanlardan hükümet için çalışan İsrailli sivillere devretmektir."

Smotrich'in son darbesi

El-Meyadin bu hamlenin, aşırı sağcı partisi ile Başbakan Benjamin Netanyahu'nun Likud partisi arasındaki koalisyon anlaşmasının ardından Maliye Bakanlığı ve Güvenlik Bakanlığı görevlerini üstlenen Smotrich’in son darbesi olduğunu söyledi.

"Sivil İdare" öncelikle işgal altındaki Filistin topraklarının %60'ını oluşturan Batı Şeria'nın C Bölgesi'ndeki planlama ve inşaatı denetliyor. Buna ek olarak, "izinsiz inşaata" karşı düzenlemeler uygulamakta; yani C Bölgesi'nde İsrail ordusu tarafından bir izin verilmediği takdirde, İsrail ordusu bulunan tüm inşaat aletlerine el koyacak ve izinsiz inşa edilen tüm yeni yapıları yıkabilecek.

Batı Şeria'nın C Bölgesi'ndeki Filistinliler, İsrail makamları tarafından evlerinden ve topraklarından atılma korkusuyla yaşamakta.

İsrail güçleri 2023 yılının ilk üç ayında C Bölgesi'nde yıkımlar yoluyla 218 Filistinliyi zorla yerinden etti. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre bu rakam, 2022 yılının tamamında zorla yerinden edilen 594 Filistinlinin üçte birinden fazlasını temsil ediyor.

İşgal altındaki Batı Şeria'nın 1993 Oslo Anlaşmaları kapsamında üç idari bölüme ayrıldığını, A Bölgesi'nin Filistin Yönetimi tarafından yönetildiğini, B Bölgesi'nin sözde ortak egemenlik altında olduğunu ve C Bölgesi'nin - işgal altındaki Filistin topraklarının yaklaşık %60'ını oluşturan en büyük alan- tam İsrail idari ve güvenlik kontrolü altında olduğunu belirtmek gerekir.

Anlaşmalara göre, işgal altındaki Batı Şeria'nın en verimli topraklara ve değerli doğal kaynaklara sahip tek bitişik bölümü olan C Bölgesi'nin kademeli olarak Filistin egemenliğine devredilmesi gerekiyordu, ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmedi.

Bunun yerine, C Bölgesi şu anda bölgenin %70'ini kontrol eden ve Filistinlilerin gelişimini yasaklayan 400 binden fazla yerleşimci tarafından işgal edilmiş durumda.

El-Meyadin, İsrail’de gözlerden uzakta saklanan bu yasal yetki devrinin, daha önce ordunun elinde bulunan yasal yetkilerin birçoğunu elde etmek için aşırılık yanlısı politikacıların uzun süren çabalarının bir sonucu olduğuna dikkat çekti.

Bu yasaların, bina düzenlemeleri, tarım, ormancılık, parklar ve yüzme yerleri de dahil olmak üzere çeşitli alanlarla ilgili olduğunu söyleyen el-Meyadin, hukukçuların uzun zamandır, bu yetkilerin ordudan siyasi kontrole geçmesinin İsrail'in uluslararası yasal yükümlülüklerini daha fazla ihlal etmesine yol açabileceği konusunda uyarıda bulunduğunu da hatırlattı.

Smotrich hükümete geldikten sonra hızla binlerce yeni yerleşim birimini onayladı, daha önce izinsiz olan ileri karakolları yasallaştırdı ve Filistinlilerin ev inşa etmesini ve özgürce seyahat etmesini zorlaştırdı.

İsrail medyasında yer alan haberlere göre ABD'li yetkililer, uluslararası hukuka göre yasadışı kabul edilen bir yerleşimde ikamet ettiği ve Batı Şeria'daki “istikrarı” bozucu eylemleri nedeniyle Smotrich'e yaptırım uygulamayı özel olarak değerlendirdi.

Netanyahu, Benny Gantz'ın Gazze'ye yönelik savaş stratejisi ve İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını sağlama çabaları konusundaki görüş ayrılıkları nedeniyle İsrail'in acil savaş kabinesinden ayrılmasının ardından koalisyon hükümeti içinde Smotrich ve diğer aşırılık yanlısı grupların desteğine giderek daha fazla ihtiyaç duydu.

Smotrich, politika gündemini ilerletmek için Güvenlik Bakanlığı'nda daha güçlü bir varlık oluşturma arzusunu açıkça dile getirdi ve bu hamlenin önemini sadece prosedürel olarak görmezden geldi.

Nisan ayında Smotrich, uzun süredir ideolojik müttefiki olan Hillel Roth'u, yerleşimler ve ileri karakollardaki inşaat düzenlemelerini denetlemekle görevli "Sivil İdare"ye yardımcı olarak atadı.

Daha önce Batı Şeria'da şiddet ve aşırıcılıkla anılan bir yerleşim olan Yitzhar'da yaşayan Roth'un, Bnei Akiva'ya katılımı nedeniyle Smotrich'in ‘Dindar Siyonist’ partisiyle bağları bulunuyor.

Sfard'a göre bu yetki devri, Batı Şeria'daki yasal kontrolün artık sadece İsrail çıkarlarını ilerletmeye odaklanmış İsrailli bir bakan tarafından yönetilen bir yapıya ait olduğu anlamına geliyor.

Ayrıca Sfard, "Sivil İdare" başkanının geleneksel olarak askeri komutanlığa rapor verirken, bir yerleşimci olan Roth'un artık doğrudan Smotrich'e hesap verdiğini vurguladı.

Sfard'ın bakış açısı, geçen yıl üç İsrailli hukukçu tarafından yayınlanan ve yetkinin ordudan alınmasının yasal olarak ilhak anlamına gelebileceği uyarısında bulunan bir hukuki analizle örtüşüyor. Bu hukukçular Smotrich'in Batı Şeria'daki İsrailli yerleşimcilerin çıkarlarını Filistinlilerin refahından üstün tuttuğu uyarısında bulunmuşlardı.

The Guardian'ın haberine göre, Kriz Grubu'nun İsrail-Filistin kıdemli analisti Mairav Zonszein, "Asıl mesele, bunun artık 'yavaş ilerlyen ilhak' ya da 'fiili ilhak' değil, gerçek bir ilhak olması" dedi.

Zonszein, "Bu uzun vadeli bir politikanın yasallaştırılması ve normalleştirilmesidir. Smotrich temelde işgalin işleyiş biçimini, büyük bir kısmını ordunun elinden alarak yeniden tesis ediyor" diye vurguladı.

Zonszein "Savunma Bakanlığı’na getirdiği kişilerin yarısı... Regavim'den. Regavim'de C Bölgesindeki Filistinlileri imha etmek için çalışan aynı kişiler şimdi hükümet pozisyonlarında" diye ekledi.

İsrail işgal güçleri 7 Ekim'den bu yana Batı Şeria'nın çeşitli kentlerine her gün şiddetli baskınlar düzenliyor, aralarında çocukların da bulunduğu Filistinlileri tutuklayıp vahşice öldürüyor ve yolları buldozerle yıkıyor.

YDH

Yorumlar