SALAH ABDULÂTİ İNGİLTERE'NİN HAMAS KARARI HAKKINDA KONUŞTU

Filistin Enformasyon Merkezi’ne verdiği röportajda Abdulâti, İngiltere’nin aldığı kararının İngiltere’de Filistin hakkını destekleyenlerle Filistinli aktivistlerin üzerinde (olumsuz ve ağır) etkilerinin olacağını ifade etti. 

Abdulâti, “İşgalciye taraf olma bağlamında alınan bu karar, uluslararası hukuk ile işgale karşı direniş hakkını meşru gören Birleşmiş Milletler'in kararıyla uyuşmuyor. Bu karar İngiltere’nin sömürgeci politikasıyla işgalciyi silahla desteklemenin bir sonucudur. Bununla işgalcinin cinayetlerine ortak olmaktadır. Bu karar uğursuz Balfour Deklarasyonu'nun bir devamıdır” dedi. 

Devamla “İngiltere İçişleri Bakanının Hamas hareketini terör örgütü olarak ilan etmesi, işgale karşı Filistin halkının direniş hakkını görmezlikten gelmenin yeni bir yöntemidir. Olabilecek en ağır ve sert ifadelerle İçişleri Bakanı Priti Patel’ın Hamas hareketini terör örgütü ilan etme ve İngiltere’de faaliyetlerini yasaklama kararını kınıyoruz.” ifadesini kullandı. 

Benzer kararlar

İngiltere’nin aldığı kararın Amerika ve Avrupa’nın birçok Filistinli grup, şahsiyet, vakıf ve örgütüyle ilgili aldıkları kararların ardından geldiğine dikkat çeken Abdulâti, alınan bazı kararları örnek vererek sözlerine şöyle devam etti:

“2018 yılında Amerikan Hazine Bakanlığı, İslami Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Birim Başkanı ve Filistin Parlamentosu milletvekili İsmail Heniyye’yi terör listesine aldı.

2017 yılının Ekim ayı ortalarında yine ABD, Filistin’de faaliyet gösteren İslami Cihad Hareketi'nin Genel Sekreteri Dr. Ramazan Abdullah Şallah ile özgürlüğe kavuşan Ahlam Temimi ve sekiz Filistinliyi daha Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından arananlar listesine aldı.

2014 tarihinde Amerika Dışişleri Bakanlığı İslami Cihad Hareketi'nin Genel Sekreteri Ziyad En-Nehhale’yi terör listesine aldı. 
Amerika’nın tutumu, uluslararası hukuk ve kanunda yer alan ilkeleri hafife alma, yok sayma ve küçümseme noktasında ortaya koyduğu yeni bir tutumdur. Bu tavrıyla başta işgalcinin, Filistin halkını işgalciye karşı durma (direniş) hakkını kullanmaktan mahrum etmesine de yeşil ışık yakmış oluyor. İngiltere’nin bu kararı Balfour Deklarasyonu'nu doğuran politikaların aynısıdır ”.

Direniş Meşru Bir Haktır

Abdulâti, yaptığı değerlendirmede ayrıca, uluslararası hukukun işgal altında olan halklara, özgürlüğe kavuşmak, siyasi ve ekonomik bağımsızlığını elde etmek için işgale karşı her türlü direniş hakkını tanıdığını hatırlatarak, İngiltere’nin Hamas hareketi konusunda aldığı kararın İngiltere ve Batının uluslararası hukuka ve yasalara aykırı bir şekilde işgalciye taraf olduklarına ek bir kanıt oluşturduğunu söyledi.

İşgalcinin Muhtemel Bir Cinayetine İngiltere de Ortaktır

Hamas hareketine mensup bir kişiye yönelik işgalcinin bir cinayet işlemesi durumunda, işgalcinin ortağı konumunda bulunan İngiltere’ye uluslararası sorumluluk yükleyen Abdulâti, uluslararası raporların Filistin halkına yönelik küresel terör işleyen tarafın işgalci İsrail olduğunu, Filistin direnişinin ise silahlı anlaşmazlıkları düzenleyen uluslararası sözleşme ve anlaşmalara bağlı olduğunu açıkça ortaya koyduğunu kaydetti.

Ne Yapmalı?

Filistin Halkının Hakkını Desteklemek İçin Uluslararası Komisyon (International Commission to support Palestinian People’s Rights) Başkanı Abdulâti, yapılması gerekenlere de değinerek, Filistin, Arap ve İslam ülkeleri diplomasisinin İngiltere’yi kararından geri adım attıracak ciddi bir çalışma içine girmeleri, uluslararası cinayet işlemek ve terör eylemlerinde bulunmakla suçlanan İsrailli liderlerin yazıldığı bir kara listenin hazırlanması, geliştirilmesi ve yayınlanması için ciddi bir çalışma içine girmeleri gerektiğini ifade etti.
Filistin Enformasyon Merkezi

HAMAS, 29 Kasım 2021 10:09