FİLİSTİN DAVASINA GÖNÜL VERMİŞ MÜTEFEKKİRLER SİYONİST REJİM İLE NORMALLEŞMEYE KARŞI NASIL MÜCADELE EDİLECEĞİNİ TARTIŞTILAR

Son zamanlarda, bölgedeki dengeleri değiştiren birtakım gelişmeler yaşandı. Şüphesiz bu adımlar arasında en fazla dikkat çekeni sözde bazı İslam devletlerinin, Ortadoğu için büyük tehdit gördükleri İsrail rejimiyle masaya oturmasıydı. Düne kadar düşman ve işgalci dedikleri eli kanlı terör örgütüyle bugün anlaşma üstüne anlaşma imzalar oldular.

Bir taraftan Müslümanların hamiliğine soyunan diğer taraftan İslam’a karşı aleni savaşan, düşmanlık eden İsrail’le dostluk ilişkisi kuran münafık yönetimlerin amaç ve hedeflerinin farkında olan kanaat önderleri, davetçiler, basın mensupları ve siyasi uzmanlar, sinsi tuzaklara ve kirli planlara karşı Arap halklarını bilinçlendirmek ve normalleşme anlaşmalarına karşı mücadele etmenin yollarını tartışmak üzere bir araya geldi.

Filistin davasına gönül vermiş alim ve mütefekkirler, Yurtdışındaki Filistinliler Halk Kongresi’nin düzenlediği Uluslararası Normalleşme Karşıtı Direniş Konferansı’nın üçüncü oturumunda bütün boyutlarıyla işgal rejimiyle normalleşme sürecini masaya yatırdı. Katılımcılar, normalleşme anlaşmalarının hayata geçirilmesini önleme, Siyonist örgütlerin dayattığı planları boşa çıkarma ve mücadele yöntemleri gibi konular üzerinde durdu.

Muhtelif alanlarda telif ettiği ilmi eserleriyle dünya çapında tanınan ve İslam aleminin önde gelen şahsiyetlerinden kabul edilen Dünya Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, masum insanların kanını akıtmaktan çekinmeyen işgal rejimiyle normalleşmenin haram olduğunu kesin bir dille vurgulayarak, “Bu, Allah’a, Resulüne ve Müslümanlara yapılan büyük bir ihanettir.” ifadelerini kullandı.

Şeyh Karadaği, 1917 tarihinde ilan edilen bir fetvayı hatırlatarak buna göre Filistin’in bir karış toprağından bile ödün vermenin haram olduğunun altını çizdi.

İsrail’in gerek siyasi gerek ekonomi bütün alanlarda boykot edilmesinin vücûbiyetini aktaran Şeyh Karadaği, “İşgalcilerin ürettiği malları almak mutlak manada haramdır.” diyerek Müslümanları aldıkları ürünlerde seçici olmaları konusunda uyardı.

Filistinlilerin tek ses olmasının seçenek değil dini ve dünyevi bir yükümlülük olduğunu belirten Şeyh Karadaği, “Her gruptan tüm Filistinlileri, birlik olmaya, işgalcilerin oyunlarına gelmemeye ve aralarındaki ortak kelimede yekvücut olmaya davet ediyoruz, bunu yapmalarını talep ediyoruz.” dedi.

Öte yandan Mısırlı ünlü gazeteci Mutez Matar, işgalci İsrail’in, Filistin gerçeklerini değiştirmek amacıyla sosyal medya ağlarından ve basın organları üzerinden akla hayale sığmayan projeler yürüttüğüne dikkat çekerek, normalleşmenin en tehlikelisinin medya üzerinden yürütülen faaliyetler olduğunu belirtti.

Siyonist İsrail’in işbirlikçi diktatörlerle imzaladığı anlaşmaların bölge halkları tarafından özümsenmedikçe kâğıt üzerinde kalacağı yorumunu yapan Matar, Filistin düşmanlarının asıl hedefinin medya üzerinden Arap toplumlarıyla normalleşmek olduğu uyarısında bulundu.

Filistinli medya uzmanı Hüsam Şakir, “Kitlelerle yapılan normalleşme propagandası, Filistin için bir nefret söylemi, halklar arasında nefretin yayılması ve değerlerin çarpıcı olmasıdır." dedi.

Güçlü görünmesi ve siyaset arenasında önde olmasının İsrail’i yenilmez yapmadığını belirten Şakir, eninde sonunda haklı Filistin davasının ve adaletten yana saf tutanların muzaffer olacağını sözlerine ekledi.

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ağustos 2020'de İsrail ile BAE'nin, 11 Eylül 2020'de de İsrail ile Bahreyn'in "ilişkilerini tamamen normalleştirmek" için anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.

İsrail ile BAE ve Bahreyn arasında varılan "ilişkilerin normalleştirilmesine" yönelik söz konusu anlaşmalar, 15 Eylül 2020'de Beyaz Saray'da Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu'nun da katılımıyla imzalandı. 

Fas Kralı 6. Muhammed, 10 Aralık 2020'de İsrail ile resmi ikili temasların ve diplomatik ilişkilerin mümkün olan en kısa sürede başlayacağını duyurmuştu.

Fas, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Sudan'ın ardından İsrail'le son birkaç ay içinde diplomatik ilişki kurmaya başlayarak ihanet kervanına katılan dördüncü, 1979'dan bu yana ise altıncı Arap ülkesi, Mağrib (Kuzey Afrika) bölgesinde ise ilk ülke oldu.

Filistin Enformasyon Merkezi

KUDÜS, 02 Mart 2021 05:43