SİYONİST REJİM GİZLİ NÜKLEER FAALİYETLERİNE DEVAM EDİYOR

İran şimdi 23 Şubat'a kadar  BERCAM nükleer anlaşması çerçevesindeki  gönüllü olarak üstlendiği yükümlülükleri,  "Yaptırımların İptali ve İran Milleti Hukukunun Kollanması Girişimi" yasası çerçevesinde durdurma niyetindedir.  
Amerika ve  BERCAM nükleer anlaşmasının korunmasında müsamahakar üç Avrupa ülkesi,  şimdi yaygaralar çıkararak  İran'ın barışçıl nükleer programları hususunda kaygılı olduklarını belirterek İran'ın yasal ve meşru talepleri karşısındaki sorumluluktan kaçmak istiyorlar. 
Dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif ise  bu tavırlara tepki olarak  paylaştığı Tweet'te,  Batı'nın   nükleer husustaki  tutumlarını  çifte standartlı olduğunu, Amerika ve Avrupalıların  bir taraftan da   bölgede tek nükleer bomba fabrikası olan Siyonist Rejimin  Dimona'da nükleer depolarını geliştirme sürecini eleştirdi. 
Zarif  Cumartesi günkü Tweet'inde şu ifadelere yer verdi: "Amerika başkanı,  Uluslararası Atom Enerjisi  Ajansı, Boris Johnson, Emmanuel Macron, Angela Merkel; Kaygılı mısınız? Çok mu kaygılı mısınız? Biraz mı kaygılısınız?  Açıklama yapacak kadar bile önem vermiyor musunuz? Halbuki ben böyle olayacağını düşünmüştüm."
El Meyadin haber kanalı ise Cuma akşamı çekilen uydu görüntülerini yayımlayarak uluslararası füzyon grubunun   bu uydu görüntülerinin   Nakab çölünde bulunan Dimona nükleer ve araştırma tesislerinde yeni bir binanın yasa dışı çalışmaları ile ilgili olduğunu onayladığını  duyurdu. 
İngiliz The Guardian gazetesi ise, Princeton Üniversitesi  küresel güvenlik ve bilimler programı araştırmacısı Powell Budwieg’den naklen şöyle yazdı: "Görünen o ki  bu binanın yapımı  2019 yılının başında veya 2018 sonunda başlamıştır. Bu yüzden bu yöndeki girişimler yaklaşık  2 yıl önce  başlamıştır."
 Amerikalı bilim insanları federasyonu da  İsrail'in Dimona ağır su reaktöründe üretilen plütonyumdan 90 kadar  nükleer başlık yaptığını ve nükleer depolarında tuttuğunu duyurdu. 
İşgalci Siyonist Rejim, Dimona  reaktörü yapımını 1950 yılında Fransa'nın  gizli ve geniş çaplı destekleri ile başlayarak Amerika'nın yardımları ile geliştirdi. 
Yapılan faaliyetler  İsrail'in  bu tesislerin  denetlenmesine izin vermediği ve de nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşmasına üye olmadığı durumda artmaktadır. 
Avrupa ve Amerika'nın İran'ın barışçıl nükleer faaliyetlerini yasa dışı saymalarına rağmen  İran gönüllü olarak nükleer faaliyetlerinin,  anlaşma çerçevesinde  denetlenmesine izin vermiştir. Hatta İran'ın gönüllü eylemler çerçevesinde UAEA ile işbirliği normalden bile dah fazla olmuştur.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı genel müdürü Raphael Grossi ise İranlı makamlar ile görüşmek üzere Tahran'a yaptığı ziyarette  defalarca İran ile Ajansın  işbirliğinin iyi düzeyde olduğuna vurgu yaptı. 
Tahran’ın günümüzdeki sözleri de bu gerçeklere  dayalıdır.   Sözde kimi ülkelerin anormal nükleer faaliyetler hususunda kaygılarını belirtmesi ve propagandif ve temelsiz ortam yaratma çalışmaları, aslında onların çifte standartlı duruşlarını sergilemektedir. Bu ülkeler önce kendi nükleer silah depolarına bakmalılar.  Zaten onların yanlış siyasetleri bölgede nükleer silahların da geliştirilmesine yol açmıştır.  İsrail ve Suudi Arabistan'ın nükleer faaliyetleri bu siyasetlerin bir parçasıdır. 
İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı  daha önce de  Siyonist Rejim İsrail'in Aralık 2019'da nükleer füze denemelerine işaretle Almanya, İngiltere ve Fransa’yı kast ederek şöyle yazdı: "Üç Avrupa ülkesi ve de Amerika, hiçbir zaman  Batı Asya'daki nükleer depoları şikayet etmediler. Gerçekten nükleer başlık taşımak için tasarlanan  füzelerle donatılan bu depoları şikayet etmediler.  Ancak İran'ın konvansiyonel silahları ve savunma gücü yüzünden sinirleniyorlar."

parstoday

SİYONİST REJİM, 22 Şubat 2021 08:20