Tümgeneral Fayiz Ed-Duveyri, İsrail ordusunun operasyonel anlamda bir planlama yapmadığını, bunun yerine elindeki tüm kuvvetleri sahaya sürerek mümkün olan en yüksek tahribatı yaratmaya çalıştığını vurguluyor.
Aljazeera'nin haberine göre, askerî uzman ve stratejist Tümgeneral Fayiz ed-Duveyri, siyonist İsrail’in Gazze kentini yeniden işgal edip tamamen kontrol altına almak için beş askeri tümenden oluşan geniş çaplı bir kara operasyonu planladığını söyledi.
İsrail ordusu salı sabahı erken saatlerde Gazze’ye başlattığı kara harekâtında başlangıçta sadece iki düzenli tümene görev verdiğini ve üçüncü bir tümene ise ilerleyen aşamada katılım sağlayacağını açıklamıştı.
İsrail ordusunun duyurusuna göre operasyon, “Gideon-2” adı verilen plan çerçevesinde Gazze kentinin kalbine taşınırken, şu anda batı cephesinde 162. ve 98. tümene bağlı birlikler ilerliyor. Kısa süre içinde bu birliklere 36. tümenin de katılması bekleniyor.
Ancak Duveyri’nin analizine göre, söz konusu iki tümen yaklaşık dört hafta önce kısmi olarak sahada faaliyete geçmiş ve kara saldırısıyla birlikte tam kapasiteyle operasyona dâhil olmuş durumda. Bu iki tümenin yanı sıra, üç tümenden oluşan ek kuvvetlerin de savaşa girmesi için hazırlıklar tamamlanmak üzere.
Duveyri’ye göre 98. ve 162. tümenler toplamda 8 alaydan oluşuyor. 98. tümende 5, 162. tümende ise 3 alay bulunuyor. Operasyona ilerleyen günlerde dâhil edilmesi beklenen diğer üç tümen ise 4 alaylık yapıya sahip 36. tümen, yine 4 alaydan oluşan “Gazze Tümeni” ve hazırlık aşamasında olan 143. tümen.
Her bir tümen, Gazze Şeridi’nde farklı bir bölgeye konuşlanmış durumda. “Ateş Tugayı” olarak da bilinen 98. tümen, Gazze’nin batısında yer alıyor. Bu tümende paraşütçüler ve hava kuvvetlerine bağlı komandolar yer alıyor; şehir kuşatma ve hava indirme operasyonlarında uzmanlaşmışlar.
Güney Komutanlığı’na bağlı zırhlı birliklerden oluşan “Çelik Tümen” yani 162. tümen ise Refah, Gazze’nin kuzeyi ve orta kesimlerinde konuşlanmış durumda ve şu anda batıdan kente ilerliyor. Bu tümen içerisinde Nahal ve Givati tugayları da yer alıyor.
Duveyri, İsrail'in elindeki fazla askeri gücü kullanarak operasyonu hızla tamamlamak ve hedeflere karşı azami ateş gücü sağlamak istediğini belirtiyor. Bu amaçla, İsrail’in “robot” adı verilen M113 zırhlı taşıyıcıları da kullanılıyor. Bu araçlar, yaklaşık 7 ton patlayıcı taşıyabiliyor ve bu patlayıcıların etkili menzili minimum 150, maksimum 300 metreye kadar çıkabiliyor.
Gazze kenti, İsrail’in kara harekâtında hedef aldığı yoğun nüfuslu kıyı ve batı bölgelerine sahip. Savaş öncesinde 1 milyon 200 binden fazla kişinin yaşadığı bu bölgelerde, şu an kara birliklerinin ve yoğun ateşin ana hedefi batı ve kuzeybatı kesimler.
Duveyri, İsrail ordusunun operasyonel anlamda bir planlama yapmadığını, bunun yerine elindeki tüm kuvvetleri sahaya sürerek mümkün olan en yüksek tahribatı yaratmaya çalıştığını vurguluyor.
Kara harekâtının başlamasıyla birlikte hava saldırıları da yoğunlaştı. Gazze kentinde Şeyh Rıdvan, Kerame ve Tel el-Hava mahalleleri sadece 20 dakika içinde 37 hava saldırısına maruz kaldı. Patlamaların sesi kilometrelerce öteden duyuldu. Salı sabahından bu yana çoğu Gazze kentinde olmak üzere en az 68 kişi yaşamını yitirdi.
Duveri’ye göre İsrail’in kara operasyonundaki asıl hedef, Gazze kentinin kuzeyini tamamen kontrol altına almak. Bu da Netzarim ekseni (Gazze şehri ile güneyini ayıran hat) ile kuzeydeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya arasında kalan 10-12 kilometrelik bölgenin tamamen yaşanmaz hâle getirilmesiyle mümkün olacak.
İsrail’in önceliğinin rehinelerin kurtarılması ya da Hamas’ın tasfiyesi değil, bu alanın kontrolü olduğunu vurgulayan Duveyri, bunu başarmanın yolunun da zorunlu göç ve topyekûn yıkımdan geçtiğini söylüyor.
İsrail, bölgeyi boşaltmak ve kalan sivilleri de göçe zorlamak için yoğun ateş gücü, aralıksız bombardıman ve sivil yerleşimlerin kasıtlı hedef alınması gibi yöntemlere başvuruyor. Özellikle çadır kentlerin yakınındaki apartmanlar hava saldırılarının başlıca hedefi hâline gelmiş durumda.
