Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri, işgalin artan saldırılarına karşı Aksa’nın korunmasının tüm Arap ve İslam dünyasının ortak sorumluluğu olduğunu belirtti. Sabri, bu görevin sadece liderlere değil, aynı zamanda halklara da düştüğünü ifade etti.
Filistin Enformasyon Merkezi'nin haberine göre, İstanbul’da, Mescid-i Aksa’nın yakılışının 56. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte video mesajı gönderen Şeyh İkrime Sabri, Aksa’nın ümmetin omuzlarında bir emanet olduğunu vurguladı. Hiç kimsenin bu emanetten kaçamayacağını, herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.
Sabri, işgalcilerin Mescid-i Aksa’da yıllardır işlediği suçların durmaksızın devam ettiğini kaydetti. Yerleşimcilerin baskınları, yürütülen kazılar ve yangın sırasında kullanılan yanıcı maddeleri hatırlatarak, işgalin itfaiye ekiplerini dahi engelleyerek Aksa’yı yok etmeye çalıştığını dile getirdi.
Aynı vesileyle Hamas da bir açıklama yayımlayarak, Aksa’ya yönelik saldırıların ve işgalin planlarının hiçbir şekilde başarılı olamayacağını vurguladı. Hareket, işgalin kimlik silme çabalarına rağmen Aksa’nın asla teslim edilmeyeceğini, bu topraklardan tek bir karışın bile düşmana bırakılmayacağını belirtti.
Hamas açıklamasında, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın siyonist düşmana karşı mücadelenin en güçlü sembolü olduğuna dikkat çekildi. Ümmetin bu sembol etrafında birleşmesi, direnişçilere omuz vermesi ve Aksa’nın savunmasına sahip çıkması gerektiği kaydedildi. Mücadelenin, işgal sona erdirilip bu topraklar özgürlüğüne kavuşana kadar süreceği ifade edildi.
Hareket ayrıca, işgalin Aksa üzerinde hiçbir meşruiyeti olmadığını, sistematik baskınların ve bölme planlarının mabedin kimliğini değiştiremeyeceğini vurguladı. Hamas, Aksa’nın daima İslami bir kimliğe sahip olacağını ve ümmetin kalbinin yöneldiği bir merkez olmaya devam edeceğini söyledi.
Açıklamanın devamında, işgalin hedeflerinin yalnızca Filistin’le sınırlı olmadığına dikkat çekildi. Netanyahu’nun “Büyük İsrail” açıklamaları hatırlatılarak, bu faşist zihniyetin bölgeyi ve dünyayı tehdit ettiği belirtildi. Hamas, saldırganlığın durdurulması, işgalin uluslararası alanda tecrit edilmesi ve liderlerinin savaş suçlarından yargılanması için adımlar atılması çağrısında bulundu.
Son olarak, ümmetin liderlerine, halklarına ve örgütlerine tarihi sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıldı. Filistin halkının sabır ve direnişine destek verilmesi, çabaların birleşerek Mescid-i Aksa’nın korunması gerektiği vurgulandı. Hamas, Kudüs halkını, 1948 topraklarında yaşayan Filistinlileri ve Batı Şeria’daki kardeşlerini Aksa’ya yönelmeye, orada varlık göstermeye ve işgalin baskınlarını boşa çıkarmaya davet etti.
Hareket, ümmetin halklarına ve dünyanın özgür insanlarına da çağrıda bulunarak meydanlarda ve şehirlerde kitlesel eylemleri artırma, Filistin davasıyla dayanışmayı yükseltme ve Gazze’ye desteği büyütme çağrısı yaptı. Hamas, bu dayanışmanın işgalin suçları ve ablukası sona erene, sınır kapıları açılana ve insani yardımların girişine izin verilene kadar devam etmesi gerektiğini vurguladı.