FİLİSTİNLİ ESİR HAKLARI KURUMLARINDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMA

img
FİLİSTİNLİ ESİR HAKLARI KURUMLARINDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMA

Filistinli esir hakları kurumları, 26 Haziran Perşembe günü yaptıkları ortak açıklamada, İsrail işgal güçlerinin Filistinli mahkûmlara yönelik sistematik işkence uyguladığını ve bu durumun uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali olduğunu duyurdu.

Filistin Enformasyon Merkezi'nin haberine göre, Filistin Esirler ve Özgürleştirilenler Kurumu, Esirler Kulübü ve El-Damir Kurumu’nun, Dünya İşkence Mağdurlarını Anma Günü vesilesiyle yayımladığı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla birlikte cezaevlerinin ve askeri tesislerin toplu işkence merkezlerine dönüştüğü belirtildi. Bu durumun, esir hareketi tarihinde en kanlı dönemin yaşanmasına neden olduğu ve birçok esirin bu süreçte hayatını kaybettiği ifade edildi.

Açıklamaya göre, insan hakları örgütleri saldırıların başından itibaren gözaltıdan sorguya ve cezaevine kadar süren zincirde yaşanan sistematik işkence uygulamalarını belgeleyen çok sayıda tanıklık topladı. Bu işkencelerin amacı yalnızca bilgi almak değil; fiziksel ve psikolojik yıkım yoluyla esirleri sindirmek olarak açıklandı.

İsrail’in artık işkenceyi süreklileşmiş bir ceza ve yıldırma aracı haline getirdiğine dikkat çekilirken, özellikle kadın ve çocukların da hedef alındığı geniş çaplı tutuklama operasyonlarıyla binlerce Filistinlinin bu şiddetin kurbanı olduğu vurgulandı.

Tanıklıklar, mahkumlara yönelik uygulanan işkence biçimlerini şöyle sıralıyor:

  • Yoğun darp ve dayak,

  • Askıya alma (şabh),

  • Direğe bağlayarak eziyet,

  • Elektrik verilmesi,

  • Kaynar su dökme,

  • Tırnak sökme,

  • Uyku, su ve gıdadan mahrum bırakma,

  • Aşağılama yöntemleri: “Disko sorgusu”, zorla bez bağlatma, üzerine ya da yiyeceğine işeme.

Kurumlar ayrıca, cinsel şiddet vakalarının artış gösterdiğini; bu vakalar arasında tecavüz, zorla soyma, polis köpeklerinin kullanımı, copla ve elektroşok cihazlarıyla yapılan saldırıların bulunduğunu, bu durumun ağır bedensel yaralanmalara, uzuv kaybına ve tıbbi tedaviden yoksun bırakılmaya yol açtığını bildirdi.

Açıklamada, özellikle "Sde Teiman" askeri kampının Gazze’den getirilen tutuklular için bir işkence merkezine dönüştüğü, burada anestezi uygulanmadan uzuv kesme, cinsel saldırı ve ölümcül işkencelerin gerçekleştirildiği ve kampta onlarca esirin şehit olduğu belirtildi. Ancak konuya ilişkin medya sansürü ve yargı denetiminin bulunmadığı ifade edildi.

“Ofer”, “Megiddo”, “Negev” ve “Gilboa” gibi cezaevleri ile Ramle’deki “Rakevet” biriminde mahkûmların iletişimden tamamen yoksun bırakıldığı ve kötü yaşam koşullarının uyuz gibi kronik hastalıklara yol açtığı ifade edildi. Bu mahkûmlara yeterli tıbbi bakım sağlanmadığı da vurgulandı.

İsrail ordusunun yayımladığı görüntülerde, esirlerin çıplak şekilde aşağılandığı ve bu videoların bazı İsrailli yetkililer – özellikle Itamar Ben Gvir – tarafından gururla paylaşıldığı hatırlatılarak, bu tür uygulamaların bireysel değil, sistematik bir devlet politikası olduğunun altı çizildi.

Ayrıca, esirlerin avukat ziyaretleri sırasında da kötü muameleye maruz kaldığı, nakil sürecinde saldırıya uğradığı ve insanlık dışı koşullarda tutulduğu bildirildi.

Kurumlar, İsrail’in uluslararası mahkemelerde yargılanması çağrısını yinelerken, BM raporlarının belgeleri ortaya koyduğunu ancak bu belgelerin anlam kazanması için uluslararası toplumun somut adımlar atması gerektiğini belirtti. Uluslararası Adalet Divanı’nın işgali hukuka aykırı ilan eden görüşü doğrultusunda daha ileri girişimlerin hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

Son veriler ışığında:

  • İsrail cezaevlerinde 10.400’ü aşkın Filistinli mahkûm bulunuyor,

  • Bunlardan 47’si kadın, 440’ı çocuk,

  • 3.500’den fazlası idari tutuklu statüsünde,

  • 2.214 kişi Gazze’den alınıp “yasa dışı savaşçı” olarak sınıflandırıldı,

  • Saldırıların başlamasından bu yana 72 esir hayatını kaybetti,

  • Onlarca esirin akıbeti ise hâlâ bilinmiyor.



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!