İsrail basınında yer alan bir habere göre, İranlı ajanların İsrail ordusunu desteklemek amacıyla sosyal medyada kurulan gönüllü bağış gruplarına sızarak askerlerin konum ve ihtiyaç bilgilerini topladığı ortaya çıktı.
YDH'nin Jerusalem Post’tan aktardığı habere göre, İran istihbarat unsurları özellikle sosyal medya üzerinden organize edilen bu bağış ağlarına dahil olarak, kritik askerî bilgilere ulaşmayı hedefledi.
Haberde, İranlı ajanların bağışçı gibi davranarak Facebook, WhatsApp ve Telegram’daki gruplara katıldıkları, burada askerlerin ihtiyaç listelerini ve konum bilgilerini ele geçirmeye çalıştıkları belirtildi. Özellikle asker annelerinin oluşturduğu gruplarda, gönderilen yardım talepleri sayesinde birliklerin büyüklüğü ve ekipman eksikleri gibi stratejik bilgilerin dolaylı yoldan ifşa edildiği ifade edildi.
Bir güvenlik kaynağı, bir bağışçının telefon numarasının İran bağlantılı olduğunun tespit edilmesinden sonra birçok gruba sızılmış olabileceğini açıkladı. Bu gruplarda paylaşılan fotoğraf, video ve mesajlar üzerinden de metaveri ve coğrafi bilgiler toplandığı kaydedildi.
Gönüllüler tehlikenin farkında değil
Yardım organizatörü Jessica Zandani, bağış gruplarına sızan İranlı ajanları sonradan fark ettiklerini ve paylaşılan masum görünen bilgilerin aslında büyük risk taşıdığını dile getirdi. Zandani, “Örneğin 'Platon 120 çoraba ihtiyaç duyuyor' cümlesi, o birlikte yaklaşık 120 kişi olduğunu açığa çıkarıyor” dedi.
Amerikalı bağışçı Daniel Mael ise resmi destek eksikliğini sivil inisiyatiflerin tamamlamaya çalıştığını, ancak kontrolsüzlüğün güvenlik açıklarına yol açtığını belirtti. Mael, bazı eski ekipmanların işlevini yitirdiğini ve yeterli koruyucu malzeme sağlanmamasının ciddi bir ihmal olduğunu savundu.
Sosyal mühendisliğin yükselişi
Ben Gurion Havalimanı Güvenlik Departmanı Bilgi Güvenliği Başkanı Nili Einat, İran’ın bu tür sosyal mühendislik yöntemlerini uzun süredir kullandığını, ancak artık yapay zekâ destekli tekniklerle daha hedef odaklı çalıştıklarını söyledi. Einat, bu yöntemlerin yalnızca askerleri değil; akademisyenleri, araştırmacıları ve asker ailelerini de hedef aldığını belirtti. Özellikle sosyal medya gruplarındaki telefon ve isim bilgileri, bu sızmaları kolaylaştırıyor. Ayrıca, Çin yapımı drone ve elektronik cihazların casusluk riski taşıdığına dikkat çekildi.
Daha fazla dikkat ve yerli ekipman çağrısı
Uzmanlar, gruplara katılırken kimlik doğrulaması yapılması ve her bilginin paylaşılmaya uygun olmadığının bilinmesi gerektiğini vurguladı. Jessica Zandani de gönüllülerin İsrail menşeli ekipmanlar kullanmasının, yabancı donanımlardan kaynaklı casusluk risklerini azaltacağını ifade etti.
Sahte profillerle artan risk
Haberde, Hamas’ın geçmişte sahte sosyal medya hesapları aracılığıyla askerlerle iletişim kurduğu ve bu profillerin bazen gerçek kişilerden ayırt edilemeyecek kadar inandırıcı hazırlandığı hatırlatıldı. Yapay zekâ sayesinde sahte hesaplar artık görsel, video ve kimlik bilgileriyle daha da ikna edici hale geliyor.
Jerusalem Post, İran’ın bu bilgi toplama operasyonlarının doğrudan siber saldırılardan ziyade uzun vadeli stratejilere dayandığını vurguladı. Toplanan bilgilerin daha büyük sızmalara zemin hazırlayabileceği ve sahadaki askerlerin güvenliğini doğrudan tehlikeye atabileceği belirtildi.
Bu gelişmelere paralel olarak, Haaretz gazetesi geçen ay binlerce eski ve mevcut İsrail güvenlik personeline ait özgeçmişlerin internete sızdırıldığını bildirdi. Sızdırılan belgelerde yalnızca isimler değil; e-posta, telefon ve hatta ev adreslerinin yer aldığı ifade edildi. Belgelerde, İsrail İstihbarat Birimi, Hava Kuvvetleri ve seçkin birliklerde görevli kişilerin de bulunduğu belirtildi.
