Riyad El-Eşkar, uluslararası insan hakları ve insani kuruluşlara acil müdahale çağrısı yaparak, cezaevlerini ziyaret edecek komiteler oluşturulmasını, Filistinli esirlerin yaşadığı “insanlık dışı” koşulların yerinde incelenmesini istedi.
Filistin Esir Araştırmaları Merkezi Müdürü ve araştırmacı Riyad el-Eşkar, işgal altındaki Filistin’in güneyinde bulunan cezaevlerinde, özellikle Negev, Rimon ve Tifha başta olmak üzere, işgal ordusuna bağlı yeni tutuklama merkezlerinden “Sdeh Man”da tutulan Filistinli esirlerin son soğuk hava dalgasında ağır şartlarla karşı karşıya kaldığını belirtti.
Filistinli Esirlerin Uzuvları Dondu
El-Eşkar, esirlerin, Gazze’ye yönelik savaşın başlangıcından bu yana ısıtma imkânları ve kışlık kıyafetlerden mahrum bırakılmaları nedeniyle şiddetli soğuk sonucu birçoğunun uzuvlarında donma yaşandığını söyledi.
El-Eşkar, Şihab Ajansı’na yaptığı özel açıklamada, güney bölgesindeki hava sıcaklıklarının son günlerde sıfıra kadar düştüğünü, aralıksız yağmur ve şiddetli rüzgârların etkili olduğunu aktararak, esirlerin uygun battaniyeler veya sıcak tutan kıyafetler olmadan yaşadığını, bu nedenle hissettikleri soğuğun “acı verici ve katlanılmaz” boyutlara ulaştığını ifade etti. Ayrıca, işgal yönetimi tarafından tutulan esirlerin yaklaşık yarısının bu cezaevlerinde bulunduğunu vurguladı.
Esirler Sıcak Sudan Mahrum
El-Eşkar, en çok zarar gören cezaevinin 2.500’den fazla esirin bulunduğu Negev Hapishanesi olduğunu, cezaevindeki bazı bölümlerin hâlâ çadırlardan oluştuğunu ve bu çadırlara yağmur sızarak esirlerin kalan kıyafetlerini ve kişisel eşyalarını kullanılmaz hâle getirdiğini belirtti. Özellikle “yakalandıkları anda üzerlerinde olanlardan başka hiçbir şeyi olmayan” yeni esirlerin bu durumdan büyük zarar gördüğünü ifade etti. Ayrıca mahkûmların, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in aldığı kararlar doğrultusunda sıcak sudan da mahrum bırakıldığını söyledi.
El-Eşkar, 7 Ekim 2023’ten bu yana cezaevlerinde olağanüstü hâl ilan edilmesinin ardından kışlık kıyafet ve battaniyelerin içeri sokulmasının, aile ve avukat ziyaretlerinin ve Kızılhaç temsilcilerinin girişinin tamamen engellendiğini, bunun da cezaevlerindeki insani ve sağlık koşullarını daha tehlikeli hâle getirdiğini vurguladı.
Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşlarına Çağrı
El-Eşkar, bu şartların kış aylarında grip, yüksek ateş ve öksürük gibi hastalıkların yayılması için elverişli bir ortam oluşturduğunu, uygun tedavinin sağlanmaması ve mahkûmların daha önce kullanabildikleri adaçayı ve papatya gibi bitkisel ürünlere dahi erişimlerinin engellenmesi nedeniyle riskin arttığını belirtti.
El-Eşkar, uluslararası insan hakları ve insani kuruluşlara acil müdahale çağrısı yaparak, cezaevlerini ziyaret edecek komiteler oluşturulmasını, esirlerin yaşadığı “insanlık dışı” koşulların yerinde incelenmesini ve işgal yönetimi üzerinde ziyaret programının yeniden başlatılması ile temel ihtiyaçların karşılanması için baskı kurulmasını istedi.