Euro-Med, devletlere derhal insani erişimi yeniden sağlama, yasa dışı ablukayı kaldırma ve BM denetiminde güvenli insani koridorlar oluşturma çağrısında bulundu.
YDH'nin haberine göre, Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü, siyonist İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarını artırma planlarının soykırımı daha da derinleştireceğini belirterek, uluslararası topluma ablukanın kaldırılması, insani yardıma tam erişimin sağlanması ve faillerin cezalandırılması yönünde acil çağrı yaptı.
Örgüt, özellikle kara harekâtlarında yaşanabilecek bir tırmanışın, benzeri görülmemiş boyutta sivil ölümlerine ve halihazırda çökmüş olan insani yardım mekanizmasının tamamen işlemez hale gelmesine neden olacağını bildirdi. Euro-Med’e göre, bu süreç ani gelişmelerden değil, bilinçli ve açık bir politikadan kaynaklanıyor. Uluslararası toplumun sessizliği, eylemsizliği ve bazı devletlerin doğrudan desteği, sorumluluğun büyük kısmını bu aktörlere yüklüyor.
Açıklamada, İsrail hükümetinin Gazze’nin tümünü askeri olarak işgal etme niyetinde olduğuna dair güçlü işaretler bulunduğu vurgulandı. Son günlerde, Başbakan Benyamin Netanyahu liderliğinde hem siyasi hem askeri adımların hızlandığı, kapalı toplantılarda tam kapsamlı işgal ve ilhak seçeneklerinin masaya yatırıldığı belirtildi. Mevcut verilere göre Netanyahu, Gazze’nin tümünün zorla ele geçirilmesini hedefleyen planın ana hatlarını onayladı.
Euro-Med, bu tırmanış planının uluslararası hukuku, insancıl hukuku ve Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini ifade etti. Gazze’de iki milyondan fazla insanın, bölgenin yüzde 15’inden az bir alana hapsedildiği, konutların yıkıldığı, hastanelerin ve sağlık tesislerinin yüzde 84’ünün devre dışı kaldığı, su ve kanalizasyon altyapısının yüzde 95’ten fazlasının çöktüğü belirtildi. Tüm okulların kapatılması, örgüte göre, korunan ulusal grubu yok etmeye yönelik kasıtlı bir stratejinin parçası.
Saha gözlemlerine göre Gazze, Ekim 2023’ten bu yana süren soykırımın en ağır insani kriz evresini yaşıyor. Nüfusun yüzde 90’ından fazlası defalarca yerinden edildi, bombardıman aralıksız sürüyor, açlık yüzlerce can aldı ve tüm halk ciddi gıda güvensizliği ile karşı karşıya. Sağlık sistemi ise ilaç ve malzeme eksikliği nedeniyle neredeyse tamamen çökmüş durumda.
Örgüt, İsrail’in insani durumun iyileştiği yönündeki söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını, gelen yardımların temel ihtiyaçların yüzde 15’inden azını karşıladığını, bu söylemlerin ise dünya kamuoyunu yatıştırmayı hedeflediğini belirtti. Asıl tehlike, bu görüntünün soykırımın artırılması ve askeri kontrolün güçlendirilmesi için kalkan olarak kullanılması.
Açıklamada, sivillerin gözaltı ve sürgün kamplarına gönderilmesi, Gazze’nin coğrafi ve demografik yapısının sömürgeci yerleşim politikalarına uygun şekilde değiştirilmesi gibi uygulamaların planın bir parçası olduğu ifade edildi. Bazı devletlerin yardım miktarını artırma gibi yüzeysel adımlar atarken, ablukanın kaldırılması için somut adımlar atmamasının, İsrail’in politikalarına dolaylı meşruiyet kazandırma riski taşıdığı uyarısında bulunuldu.
Euro-Med, devletlere derhal insani erişimi yeniden sağlama, yasa dışı ablukayı kaldırma ve BM denetiminde güvenli insani koridorlar oluşturma çağrısında bulundu. Gıda, ilaç ve yakıtın Gazze’nin tüm bölgelerine ulaştırılması, tarım ve hayvancılığın hızlı rehabilitasyonu için bağımsız uluslararası gözlemcilerin devreye girmesi gerektiği vurgulandı.
Tüm devletlerin, Gazze’deki soykırımı durdurma, sivilleri koruma, İsrail’i uluslararası hukuka uymaya zorlama ve işlenen suçlar için hesap verebilirlik sağlama yükümlülüğü bulunduğu ifade edildi. İsrail Başbakanı ve eski Savunma Bakanı hakkında çıkarılan UCM tutuklama emirlerinin derhal uygulanması istendi.
Ayrıca, İsrail ve başta ABD olmak üzere müttefiklerine karşı ekonomik, diplomatik ve askeri yaptırımlar uygulanması, kapsamlı silah ambargosu, siyasi ve istihbarat iş birliğinin askıya alınması çağrısı yapıldı. Sorumlu yetkililerin mal varlıklarının dondurulması, seyahat yasakları getirilmesi ve İsrail’in suçlarını kolaylaştıran ticari ayrıcalıkların sonlandırılması önerildi.
Son olarak, uluslararası yargı yetkisine sahip devletlerin soykırıma karışan İsrailli liderler hakkında tutuklama emirleri çıkarması, bu emirlerin gecikmeden uygulanması ve UCM soruşturmasının soykırım ve zorla yerinden etme suçlarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiği ifade edildi.
