Lübnanlı emekli Tuğgeneral Hasan Cuni, İran’ın ABD saldırılarına verdiği son yanıtın dengeli bir karşılık olduğunu ve bu hamleyle Tahran’ın hem itibarını geri kazandığını hem de stratejik inisiyatifi yeniden elde ettiğini ifade etti.
YDH'nin haberine göre, El-Menar’a verdiği demeçte General Hasan Cuni, İran’ın gerilimi büyütme amacı taşımadığını, aksine caydırıcılığı esas alan bir denge kurmaya çalıştığını söyledi.
Cuni, İran’ın misillemesinin kapsamı ve kullanılan mühimmat açısından ABD’nin saldırısıyla bire bir denk düştüğünü belirterek, “Altı Amerikan bombasına karşılık altı İran füzesiyle karşılık verildi” dedi. Her iki tarafın da çatışmayı büyütme niyetinde olmadığını vurgulayan Cuni, Tahran’ın bu saldırıyla itibarını tahkim ettiğini, ABD’nin ise yaptığı açıklamalarla karşılık verdiğini ve meseleyi kapatma çabasına girdiğini dile getirdi. Cuni’ye göre, gelinen aşamada taraflar savaş değil, çıkış stratejileri arayışında.
İran’ın İsrail’e yönelik füze saldırılarına da değinen Cuni, bu hamlelerin etkili, planlı ve sonuç alıcı olduğunu söyledi. Sahadaki verilere göre İran füzelerinin yüzde 60’tan fazlası hedeflerini doğrudan vurdu ve bu durum, İsrail’in gelişmiş savunma sistemlerinin tam alarmda olmasına rağmen yetersiz kaldığını ortaya koydu.
Cuni, Hayber Şiken, İmad ve Gadr gibi farklı özelliklerdeki füzelerin eş zamanlı kullanılmasıyla İsrail’in savunma sistemlerinde ciddi karmaşalar yaşandığını belirtti. Bu füzelerin çeşitliliği, farklı hız ve savaş başlıkları sayesinde İsrail’in önleme kapasitesini zayıflattı; savunma sistemlerinin füzelerin izini sürüp yanıt verme süresi ciddi biçimde etkilendi.
Cuni ayrıca İran’ın, askeri alanda yalnızca yıkıcı değil aynı zamanda uzun vadeli bir yıpratma stratejisi izlediğini, İsrail’i hem cephede hem iç kamuoyunda zor bir pozisyona sokmayı hedeflediğini ifade etti. Özellikle İsrail iç cephesinde, art arda gelen ve giderek karmaşıklaşan saldırıların yarattığı psikolojik etkinin büyüklüğüne dikkat çekti.
Sonuç olarak Hasan Cuni, mevcut durumun ya kontrollü bir çıkış sürecine ya da yeni çatışma kurallarının oluşumuna işaret ettiğini belirterek, İran’ın süreci dikkatle yönettiğini ve inisiyatifi elden bırakmadığını vurguladı.