MUHSİN RIZAİ: İSRAİL İLE ARTIK TOPYEKÜN BİR SAVAŞIN İÇİNDEYİZ

img
MUHSİN RIZAİ: İSRAİL İLE ARTIK TOPYEKÜN BİR SAVAŞIN İÇİNDEYİZ

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun eski komutanı ve Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Muhsin Rızai, İran resmi haber kanalına konuk olduğu canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu.

Muhsin Rızai, son dönemde İran’ın silahlı kuvvetler eliyle kazandığı zaferler dolayısıyla halka tebriklerini iletirken, aynı zamanda şehit olan üst düzey askeri yetkililer ile mazlumane şekilde şehit edilen kadın, çocuk ve erkek siviller için başsağlığı diledi. Rızai, halkın silahlı kuvvetlere verdiği destekten ötürü teşekkür ettiğini ve ülkenin savunulması yönünde süratle talimat veren İran lideri Ayetullah Hamenei’ye şükranlarını sunduğunu ifade etti.

İran’ın devrimden bu yana İsrail rejimiyle siyasi bir mücadele yürüttüğünü belirten Rızai, “Biz hiçbir zaman, tüm İslam dünyasının birlikte hareket etmediği bir durumda İsrail’le doğrudan askeri savaşa girmeyi maslahat görmedik. Bu yüzden başından beri İsrail’le tek başımıza savaşmayı düşünmedik” dedi.

Filistin'in Hep Yanında Durduk 

İran’ın farklı bir strateji izlediğini belirten Rızai, bu stratejinin, Filistin halkına destek vermek üzerine kurulu olduğunu ve özellikle saldırıya uğrayıp şehit edilen Filistinlilerin hep yanında durduklarını söyledi.

İran’ın İsrail’le tek başına çatışmaya girmemesi gerektiğine hep inandık” diyen Rızai, “Ancak tüm bu itidale rağmen, savaş başlatan taraf İsrail oldu. Önce konsolosluğumuza saldırarak değerli kardeşimiz Zâhidî’yi şehit ettiler” şeklinde konuştu.

Bu saldırıya misilleme yaptıklarını belirten Rızai, ardından Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin İran’da şehit edildiğini hatırlatarak, “Tüm bu saldırılara rağmen verdiğimiz söze sadık kaldık ve bir tür itidal gösterdik. Bu da gösteriyor ki, devrimden bu yana İsrail’i işgalci bir rejim olarak görmemize ve aleyhinde sloganlar atmamıza rağmen, onu doğrudan karşıya alma noktasında hep temkinli davrandık” ifadelerini kullandı.

İran İsrail İle Açık Bir Savaş İçindedir 

Ancak bu defa durumun değiştiğini vurgulayan Rızai, “İsrail, son bir yıl içerisinde İran’a karşı sistematik bir düşmanlık ve doğrudan çatışma süreci başlattı. Son saldırılarla birlikte artık İsrail bizimle topyekûn bir savaşa girmiş durumdadır. Bugün İran, İsrail’le açık bir savaşın sahasındadır” dedi.

İsrail’in çok katmanlı bir plan yürüttüğünü belirten Rızai, bu planın ilk adımının İranlı nükleer bilim insanlarının suikastlara kurban gitmesi olduğunu söyledi. İsrail’in, planladığı ikinci dalga suikastlarda İranlı bazı isimleri daha hedef almak istediğini ancak İran’ın ardı ardına gerçekleştirdiği karşı saldırılar nedeniyle bu fırsatı bulamadığını kaydetti. Buna rağmen İsrail’in, İran’ın Asaluye’deki rafinerisi de dahil olmak üzere bazı kritik noktaları hedef aldığını aktaran Rızai, bu saldırılara verdikleri yanıt konusunda daha sonra detaylı bilgi vereceğini söyledi.

Savaş Önümüzdeki Haftalarda da Devam Edecek/ Trump Bu Saldırıya İzin Verdi 

Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Rızai, savaşın henüz bitmediğini ve önümüzdeki haftalarda da devam edeceğini belirtti. “İnşallah bu savaş, İsrail’in net bir yenilgi almasıyla sona erecek ve bu rejim davranışlarını gözden geçirmek zorunda kalacaktır” dedi.

Rızai, ABD’nin İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına neden onay verdiğine ilişkin soruya da yanıt verdi. Trump yönetiminin tutumunun hâlâ tüm yönleriyle netleşmediğini kaydeden Rızai, “Ancak açık olan şu ki, Trump bu saldırılara izin verdi. Kendi sözlerinden de, danışmanı Witkoff’un açıklamalarından da bu net biçimde anlaşılıyor” dedi.

Son olarak, ABD’nin İran ile yürütülen altıncı müzakere turunda, İran’ın zenginleştirme konusunda geri adım atmayacağını tahmin ettiğini belirten Rızai, “Daha bizim teklifimizi incelemeden, İsrail’e 'hemen harekete geçin' dediler. Mesele bundan ibarettir” dedi..

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun eski komutanı ve Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Muhsin Rızai, son gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, ABD’nin İran’ı zayıflamış görerek İsrail’in yeni bir saldırısıyla teslim olacağını düşündüğünü söyledi. Rızai, “Belki de Lübnan ve Suriye’deki bazı gelişmeler bu yanılgıya neden oldu. Ama bu hamle, ABD’nin niyeti ne olursa olsun, biz müzakere etsek de etmesek de İsrail’in İran’a saldıracağını açıkça gösterdi” dedi.

"Liderin müzakere kararı düşmanın gerçek niyetini açığa çıkardı"

Rızai, İran lideri Ayetullah Hamenei’nin müzakere sürecini başlatma yönündeki stratejik kararının, karşı tarafın gizli hedeflerini ifşa ettiğini belirterek, “Eğer müzakere etmeseydik, onların gerçek yüzü ortaya çıkmazdı. İçeride halka, İran’a yatırım yapmak istediklerini ama izin verilmediğini söylüyorlardı. Dışarıda ise İran'ın nükleer bomba peşinde olduğunu ve bu yüzden masaya gelmediğini iddia ediyorlardı. Oysa bu süreç gösterdi ki sadece nükleer program ya da füze kapasitemiz değil, çok daha fazlası hedefteydi” ifadelerini kullandı.

"İran’ı diz çöktürüp Batı Asya’ya hâkim olmak istiyorlar"

Rızai, ABD ve İsrail’in asıl amacının İran’ı kendi çizgilerine çekerek Batı Asya üzerinde mutlak hâkimiyet kurmak olduğunu vurguladı: “İran, bu planın bir parçası haline getirilmek isteniyordu. Amaç, İran’ı İsrail ve ABD ile aynı safa yerleştirmekti. Bu gerçekleşseydi, bölge tamamen onların kontrolüne geçecekti.”

"Gazze savaşı, İran’a uzanacak büyük çatışmanın başlangıcıydı"

Rızai, sahip olduğu savaş tecrübesine atıfla, Gazze’de başlayan saldırıların daha geniş bir çatışmanın ilk halkası olduğunu çok önceden öngördüğünü belirtti: “Gazze savaşının başlamasından yaklaşık 25 gün sonra, henüz tanklar Gazze’ye girmeden, sıradaki hedefin Lübnan, ardından Suriye, İran ve nihayetinde Irak olacağını tahmin ettim.”

"İran coğrafyası bir ‘kılıç ve hazine’ alanıdır"

Rızai, İran’ın stratejik önemini “kılıç ve hazine coğrafyası” benzetmesiyle anlattı: “İran, küresel güçlerin eline geçtiğinde, onları diğer güçlere karşı kullanabilecekleri bir kılıç haline gelir. Tarihe bakarsanız, önce İngilizler ve Çarlık Rusyası, sonra Amerikalılar ve Sovyetler bu coğrafyada hesaplaştı. İran hep bu güçlerin pazarlık masasında elindeki kart oldu. Ama İslam Devrimi’nden sonra biz bu kılıcı kendi elimizde tuttuk. Aynı zamanda bu topraklar büyük bir hazinedir; çünkü sadece yer altı zenginlikleri değil, İran’a hâkim olan bir güç, dünyanın enerji merkezine de hükmeder.”

"ABD, ekonomik çöküşünü bölgeyi kontrol ederek önlemeye çalışıyor"

Rızai, ABD’nin bu stratejik saldırılarla yalnızca askeri değil ekonomik bir amaç güttüğünü dile getirerek, “ABD, Çin’le hesaplaşmaya hazırlanıyor. Gazze’den başlayıp İran’a kadar uzanan bu zincir saldırılarla bölgeyi yeniden dizayn ederek kendi çıkarlarına uygun rejimleri işbaşına getirmek ve böylece ekonomisini kurtarmak istiyor. Eski Şah döneminde olduğu gibi rejimleri kendi belirlemek istiyorlar” dedi.

Rızai, “Eğer bu plan tutarsa, ABD ekonomisi rahat bir nefes alacak. Bu mesele derin bir konudur. Son iki üç yazımda da bu durumu değerlendirdim. Bugün Amerikan dolarının geleceği, bu savaşın sürmesine bağlıdır” sözleriyle açıklamasını tamamladı.

Devrim Muhafızları Ordusu’nun eski komutanı Muhsin Rızai, İran’ın İsrail’e karşı verdiği karşılıkların düşmanı şaşkına çevirdiğini belirterek, “Amerikalılar açıkça ne kadar hazırlıksız yakalandıklarını söylüyor. ABD’nin Tel Aviv Büyükelçisi, kısa süre içinde beş kez sığınağa gitmek zorunda kaldığını açıklamış. İsrail topraklarında böyle bir savaşı daha önce hiç yaşamadıklarını ve İran’ın bu denli sert karşılık vereceğini beklemediklerini söylüyorlar. Oysa biz henüz tüm kapasitemizi devreye almadık” dedi.

"Saldırılar sürerse kullanılmamış kapasitelerimiz de devreye girer"

Rızai, “Eğer saldırılar devam ederse, şimdiye kadar kullanmadığımız diğer yeteneklerimiz de devreye girecek. Medyadaki yansımalar gösteriyor ki bugün üstünlük bizde” ifadelerini kullandı. Mevcut istihbarata göre İsrail rejiminin aylar öncesinden, Tahran’daki bazı çatı katlarına ve ormanlık alanlara uzaktan kumandalı drone ve küçük hava araçları yerleştirdiğini söyledi.

"İsrail’in cephesi sınırlı, biz gerektiğinde sınırların ötesine geçeriz"

Rızai, “Elde edilen haberlere göre, İsrail’in yönlendirilmiş bomba stokları oldukça sınırlı. Bu nedenle F-15 ve F-35 tipi uçaklarla Irak ve İran semalarından füze atışları yapıyorlar. Ancak savunma güçlerimiz sahada güçlü bir şekilde varlık gösteriyor. Savaş şu ana dek başarılı bir şekilde yönetildi. Gerektiğinde sınırların ötesine geçmekten de çekinmeyiz” diye konuştu.

"Düşman içerideki unsurlarla iş birliği içinde"

Düşmanın teçhizatının sınırlı ve genellikle ormanlık alanlarda parça parça monte edildiğini belirten Rızai, “Bazı iç unsurlar – özellikle Halkın Mücahitleri (Münafıklar) ve karşıdevrimci yapılar – düşmanla iş birliği yapıyor. İsrail, Devrim Muhafızları komutanlarını hedef alarak bir boşluk yaratacağını düşündü, fakat bu boşluk anında dolduruldu, komuta yapısı sarsılmadı” dedi.

"Yeni komutanlar tecrübeli ve operatif"

Rızai, “Yeni atanan komutanlar – General Pakpur, Emir Hatemi ve Sayın Musevi – hem cesur hem de yetkin isimler. Hepsi DAEŞ ile sahada birebir mücadele etmiş, operasyonel deneyime sahip kadrolar. Hatta bazıları, 8 yıllık direniş savaşında görev yapmış komutanlardan bile daha operasyonel yetkinliğe sahip” ifadelerini kullandı.

"Silahlı kuvvetlerde boşluk yok, halk savunma yapısına güveniyor"

Ayetullah Hamenei’nin bu komutanları şahsen tanıyıp titizlikle seçtiğini belirten Rızai, “Silahlı kuvvetlerde hiçbir boşluk yok. Halkımız evlatlarını kaybetmiş olsa da savunma sisteminin sağlamlığını ve sürekliliğini görüyor” dedi.

"Halk sisteme sırtını dönmedi, tam tersine daha da kenetlendi"

Rızai, “Düşman, kritik noktalara saldırarak halkı sistemden uzaklaştıracağını sandı, ancak tam tersi oldu. Hatta yurtdışındaki rejim muhalifleri bile bu kez İran’ı savundu. İran halkı yekvücut bir şekilde arkasında duruyor. Bu süreç, milli birliği daha da güçlendirdi” dedi.

"Direniş, uzun vadeli güvenliğin teminatıdır"

“8 yıllık savaş tecrübesi bize gösterdi ki işgale karşı kararlılıkla direnmek, uzun vadeli güvenliğin temelidir” diyen Rızai, “Güçlü ve sabırlı bir duruş sergilersek, bu savaş da önümüzdeki 50 yıl boyunca ulusal güvenliğimizi garanti altına alabilir” dedi.

"Toplum kutuplaşmadı, birleşti"

Sözlerinin sonunda Rızai, “Düşmanlar savaş durumunda İran toplumunun kutuplaşacağını, iç ayrılıklar yaşanacağını düşünüyordu. Oysa beklediklerinin tam tersi oldu: Halk siyasi eğilimleri ne olursa olsun birlik oldu, aynı sesle düşmanın karşısına dikildi” diye konuştu.

"Ekonomik sorunlar milli birliği zayıflatmadı"

“Enflasyon ve geçim sıkıntısından kaynaklı memnuniyetsizliklerin halkı bölüp zayıflatacağını düşündüler, ancak İran halkı, İslam, ülke ve devrim için her zaman fedakârlık yapmaya hazırdır” diyen Rızai, “Komutanların ve nükleer bilim insanlarımızın şehit edilmesiyle halkın geri adım atacağını sandılar ama bu da olmadı” dedi.

Devrim Muhafızları eski Komutanı Muhsin Rızai, ABD’nin çelişkili politikalarına dikkat çekerek, “Bir yandan müzakere istediklerini söylüyorlar, diğer yandan İsrail’in saldırılarına onay veriyorlar. Bu durum, İsrail’in başarı şansına kendilerinin bile inanmadığını gösteriyor. Düşmanın ateşkes teklifine kesinlikle aldanmamalıyız; çünkü asıl amaçları İran’ı Suriye gibi kaosa sürüklemek” dedi.

Rızai, “Bu zorlu süreçten milletin silahlı kuvvetlerle birlikte, birlik ve kararlılıkla geçmesi halinde kalıcı güvenlik sağlanacaktır” ifadelerini kullandı.

“Hükümet ve ordu tam uyum içinde”

Rızai, Meclis Başkanı Pezeşkiyan ve diplomasi ekibinin silahlı kuvvetlerle tam uyum içinde çalıştığını belirterek, “Jihadi bir ruhla hareket eden hükümet ve askeri komutanlarla yakın iş birliği, bu dönemde ülke için önemli bir fırsattır” dedi.

“İslam ordusu yolda, İsrail’in yenilgisi bölgesel ittifakı tetikler”

Rızai, “Bu süreçte İran’ın zaferi, İslam ülkeleri arasında birliğin önünü açacaktır. İsrail’in yenilgisiyle birlikte; İran, Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır’dan oluşan bir ittifak kurulabilir, hatta ortak bir İslam ordusu da hayata geçebilir” ifadelerini kullandı. İran’ın İsrail dışında tüm dünya ülkeleriyle ekonomik iş birliğine açık olduğunu belirten Rızai, nihai hedefin bölgenin kalkınması ve tüm ülkelerin katılımıyla istikrarlı bir yapının inşa edilmesi olduğunu söyledi.

“Arap ülkeleri İran’ı destekliyor, Pakistan’dan nükleer uyarı”

Devrim Muhafızları’nın eski komutanı, “İsrail rejimine indirilen darbelerden sonra birçok Arap ülkesi İran’ı destekledi. Pakistan ise İsrail’in nükleer silah kullanması durumunda benzer şekilde karşılık vereceğini ilan etti. Bu, İslam dünyasında güçlü bir dayanışmanın göstergesidir” dedi.

“Filistin için çözüm: Hristiyan, Müslüman ve Yahudilerin katılımıyla referandum”

İran’ın Filistin meselesine yönelik çözüm planını da paylaşan Rızai, “İran’ın önerisi; Müslüman, Hristiyan ve Yahudi tüm yerli halkın katılımıyla bir referandum düzenlenmesi ve kendi yönetimlerini belirlemeleridir” dedi.

“İsrail savaşmadan çekilecek, zafer bölgesel uyumu başlatacak”

Rızai, “Eğer İslam ülkeleri birleşirse, Siyonistler savaşmadan işgal altındaki toprakları terk etmek zorunda kalacak. Bu zaferin gerçekleşmesi, İran’ı ve bölgeyi yeni bir entegrasyon dönemine taşıyacaktır” ifadelerini kullandı.

“İsrail’in yenilgisi bölgenin dengelerini İran lehine değiştirir”

“İsrail’in yenilgisiyle bölgesel jeopolitik denklemler İran’ın lehine döner. Artık birçok ülke, ABD’ye değil, İran’a güvenmeye başlar” diyen Rızai, bu süreçte İran’ın bölgesel liderliğinin pekişeceğini söyledi.

“Yeni dünya düzeni kuruluyor: Beş kutuplu sistem”

Rızai, “Zaferle birlikte dünya, iki kutuplu yapıdan uzaklaşıp; İran ve İslam ülkeleri, Çin, Rusya, Avrupa ve diğerlerinin yer aldığı beş kutuplu yeni bir düzene yönelecektir. Bu yeni düzenin başlangıcı, İsrail’in İran karşısındaki mağlubiyeti olacak” dedi.

“Bilimsel ve ekonomik atılımın kapıları açılacak”

Bu sürecin, özellikle nükleer teknoloji alanında İran’ın ilerlemesini hızlandıracağını vurgulayan Rızai, “Nükleer bomba üretimini yasaklayan dini liderin fetvası geçerliliğini korumaktadır; ancak gelecekte neler olacağını kimse bilemez” dedi.

“Medya bu savaşta belirleyici rol oynuyor”

Rızai, medya kurumlarının savaşta çok kritik bir rol oynadığını vurgulayarak, “Doğru medya yönetimiyle halkın kaygıları giderilmeli ve doğru bilgiye ulaşmaları sağlanmalıdır” dedi.

“Neden savaştayız? Neden şimdi? Neden biz?”

“Bazı elitler, bu savaşın mahiyetini, düşmanın hedeflerini ve direnişin gerekliliğini kamuoyuna doğru şekilde anlatmalı. Hâlâ birçok insan, neden müzakere süreci varken birden savaşın başladığını anlamıyor. İran, sıfır zenginleştirmeyi kabul etse bile saldırıya uğrayacaktı. Zenginleştirme meselesi, düşmanın taleplerine karşı ilk savunma hattıdır” diye konuştu.

“Sıradaki hedef Irak olabilir”

“Bu savaşta başarı sağlarsak, bölgenin jeopolitik geleceği İran ve İslam ümmeti lehine şekillenir. Aksi durumda sıradaki hedef Irak olacaktır” uyarısında bulundu.

“Zenginleştirme teknik değil, ulusal egemenlik meselesidir”

Zenginleştirmenin sadece teknik veya ekonomik bir konu olmadığını vurgulayan Rızai, “Bu, ülkenin ilk savunma hattıdır. Eğer bu hattı kaybedersek, düşman daha ileri taleplerde bulunacaktır. Hatta sıfır zenginleştirmeye razı olsak bile, füze programımızı durdurmamızı ve bölgesel müttefiklerimizle ilişkilerimizi kesmemizi isteyeceklerdir” dedi.

“Savaş, gerçek niyeti ortaya çıkardı”

“Eğer amaç sadece nükleer program olsaydı, müzakereler devam ederdi. Ancak savaş, esas hedefin İran’ın caydırıcılığını kırmak olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.

“Liderliğin stratejik öngörüsü sayesinde gerçek yüz ortaya çıktı”

Rızai, daha önce müzakerelere karşı olduğunu hatırlatarak, “Ben müzakerelerin başarılı olacağına inanmıyor, savaş ihtimalini daha yüksek görüyordum. Ancak bugün anlıyoruz ki, Rehber’in müzakereleri kabul etmesi, düşmanın gerçek yüzünü ortaya çıkarmak açısından son derece hikmetli bir karardı” dedi.

“İran halkı birleşti, dünya kamuoyu İran’ın yanında”

Bu süreçte İran halkının birleştiğini ve dünya kamuoyunun da İran’a destek verdiğini belirten Rızai, “Bu birliktelik, ulusal savunma gücümüzü daha da artırmaktadır” dedi.

“Cephede görev talebinde bulundu”

Konuşmasının sonunda Rızai, “Sayın Rehberimizin ellerinden öpüyor ve eğer uygun görürlerse, şahsen cepheye gitmek ve savaşçılarla omuz omuza olmak için bir görev üstlenmeye hazırım” dedi.

“Yurt dışındaki İranlılar da desteğe hazır”

Rızai ayrıca, yurt dışındaki İranlıların, özellikle de ABD’de yaşayanların İran’ın gücünü koruma konusunda destek verdiğini vurgulayarak, “Medya bu sesleri de duyurmalı. Ulusal yayın kuruluşundan da bu insanlarla gerekli röportajları yapıp yayımlamasını bekliyoruz” dedi.

www.kudusgunu.com



Makaleler

Döviz Kurları

Güncel

Hava Durumu

Link kopyalandı!