İran İslam Nizamının Maslahatını Teşhis Konseyi ve Yüksek Kültür Devrim Konseyi Üyesi Gulamali Haddad Adil: 'Bireylerin ortadan kaldırılması devrimin rotasını değiştirmeyecek ve bu tür şehadetler gelecek nesillerin kararlılığını artıracak.'
Tesnim'in haberine göre, bir televizyon programına katılan Gulamali Haddad Adil, siyonist rejimin İran’ın çeşitli noktalarına düzenlediği son saldırılar ve bu saldırılarda bazı nükleer bilim insanları ile askeri komutanların şehit edilmesine ilişkin konuştu. Bu saldırılardan derin üzüntü duyduğunu dile getiren Haddad Adil, "Bu kıymetli isimler, İran milletinin yiğit evlatlarıydı. Halk, şehitlerin ailelerinin acısını yürekten paylaşıyor" dedi.
"Sadece Birkaç Kişiye Dayalı Değil"
Kimi şehitlerle uzun yıllara dayanan dostluk bağlarının bulunduğunu belirten Haddad Adil, “30 yılı aşkın süredir şehit Dr. Tahrançi ile dostluk kurmuştum. Birkaç gün önce ise şehit General Bakıri ile aynı toplantıdaydım. Kendisinin ve ailesinin şehadet haberi büyük bir yıkım oldu” dedi.
İran’ın nükleer bilgi ve teknolojisinin birkaç kişiye dayalı olduğu yönündeki varsayımların yanlış olduğuna değinen Haddad Adil, "Son on yıllarda yüz binlerce genç, bu şehitlerin eğitimiyle yetişti. Bugün nükleer bilim, ulusal birikimimizin bir parçası haline gelmiştir" diye konuştu.
"Devrim Yolu Devam Eder"
Devrim Rehberi Ayetullah Hamenei’nin, komutanların şehit edilmesiyle yolların kesilmeyeceğine ve yerine hemen yenilerinin geçeceğine dair sözlerini hatırlatan Haddad Adil, General Kasım Süleymani’nin şehadetinden hemen sonra yerine bir komutan atandığını, son saldırılarda şehit düşen komutanların yerine ise 24 saat geçmeden yeni isimlerin görevlendirildiğini söyledi.
"İslami Devrim Kök Salmıştır"
Siyonist rejimin, bazı önemli şahsiyetlerin ortadan kaldırılmasıyla İran İslam Cumhuriyeti'nde köklü bir değişiklik yaşanacağını düşündüğünü kaydeden Haddad Adil, "Bu, büyük bir yanılgıdır. İslam Devrimi bir halk hareketidir, toplumsal kökleri derindir. Devrim, şehadetlerle durmaz, bilakis ilham kaynağı haline gelir" dedi.
"Bağımsızlık Konusunda Millet Birlik İçinde"
Son saldırıların ardından halkın meydanlarda gösterdiği güçlü varlığa dikkat çeken Haddad Adil, "İran halkı iç meselelerde farklı görüşlere sahip olabilir; ancak ülkenin bağımsızlığı söz konusu olduğunda tek yürek olur. İslami Devrim’in temel sloganı ‘istiklal’ idi, bu ruh hâlâ diri" ifadelerini kullandı.
"Nükleer Bahane, Düşmanlık Gerçek"
Batı’nın İran’a yönelik düşmanlığının temelinde nükleer programın olmadığını vurgulayan Haddad Adil, “Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı’nın çökmesiyle birlikte Batı, siyasi İslam’ı kontrol altına almak için sahte İsrail rejimini bölgeye yerleştirdi. İslam Devrimi’nin zaferiyle bu denge sarsıldı ve düşmanlıklar yeniden alevlendi” şeklinde konuştu.
"Gerçek Tehdit Kim?"
Nükleer program gerekçesinin sahte olduğuna işaret eden Haddad Adil, "Eğer gerçekten nükleer silahlar kaygı kaynağıysa, yüzlerce nükleer başlığa sahip İsrail neden gündeme alınmıyor? Oysa İran’ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğu defalarca Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından doğrulandı" dedi.
"Saldırı ve Karar Zamanlaması Manidar"
İsrail saldırısıyla eş zamanlı olarak Batılı ülkelerin İran karşıtı kararlar almasına değinen Haddad Adil, “ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya önce İran’a karşı bir karar taslağı hazırlayıp bunu Uluslararası Ajans’a sundular, ardından aynı gece İsrail saldırdı. Bu, kamuoyunu İran’a karşı ‘nükleer tehdit’ algısıyla hazırlamaya yönelik bir senaryoydu” dedi.
"Toplumu Bölme Hayalleri Boşuna"
ABD’nin bir süredir İran toplumunu kutuplaştırma umuduyla hareket ettiğini belirten Haddad Adil, “Batı, toplumun bir kısmının devrimden, diğer kısmının ise Batı ve monarşiden yana olduğunu sanıyor. Bu nedenle askeri saldırılarla halkı sisteme karşı kışkırtabileceklerini düşündüler. Oysa bu, halkın bağımsızlığa olan derin bağlılığını kavrayamamaktan kaynaklanan ciddi bir hatadır” değerlendirmesinde bulundu.
"İran Hazır ve Kararlı"
İran’ın askeri kapasitesine de dikkat çeken Haddad Adil, “İran İslam Cumhuriyeti hiçbir zaman savaşı başlatan taraf olmadı ama her daim savunmaya hazırdır. Siyonistler, yeraltı füze üslerimizin boş kutular olduğunu düşündü ama şimdi karşılarında kararlı bir millet olduğunu anladılar. Küçük ve az nüfuslu İsrail’in İran gibi büyük bir ülkeye karşı uzun süre direnmesi mümkün değil. Hatalı adımlarının pişmanlığını yaşayacaklar” dedi.
"İsrail, Batı’nın Ürettiği Bir Sorun"
İsrail’in başından beri İslam dünyasını baskılamak için kurulan yapay bir rejim olduğunu söyleyen Haddad Adil, “Batı nasıl olur da kendi kurup desteklediği İsrail’i bugün kınayabilir? Bu rejim, bölgede İslami uyanışı bastırmanın bir aracıdır” diye konuştu.
"Millet Sahada, Ordu Görevde"
Son olarak İran halkının her kesimden bireyinin —sanatçılar, sporcular ve sade vatandaşlar— meydanlarda olduğunu belirten Haddad Adil, “İslam Cumhuriyeti böyle günler için hazırlıklıdır. Silahlı kuvvetlerimiz ülkeyi kararlılıkla savunmakta; halk ise basiretiyle düşmanın içeride beşinci kol faaliyetlerine zemin bulmasına izin vermemektedir. İran halkı, geçmişteki büyük sınavları nasıl atlattıysa, bu süreçten de alnının akıyla çıkacaktır” dedi.