ABD'NİN PLANI Şİİ-SÜNNİ ÇATIŞMASI

ABD ve İsrail, Türkiye'de Filistin davasının etkisini kırmak için İran ve Arap düşmanlığını yaymaya çalışıyor. Ancak başarılı olamıyor. 

Görüntülenme: 234 Tarih: 22 Nisan 2024 07:16
ABD'NİN PLANI Şİİ-SÜNNİ ÇATIŞMASI

ABD ve İsrail Türkiye’deki aparatları üzerinden bir yandan İran düşmanlığı bir yandan da Arap düşmanlığını körükleyerek Filistin’e olan desteği kırmaya çalışıyor. Ancak başarılı olamıyor. Tıpkı, HAMAS’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı’nın ardından Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, “Filistin sorunu bizim değil Arapların” açıklamasının destek görmemesi gibi…

HAMAS’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin, İran’ın İsrail saldırısından sonra Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile samimi bir görüşme yapması anlamlı. Erdoğan, İran saldırısı sonrası yaptığı konuşmayla mezhepçilik kökenli İran düşmanlığına ‘dur’ dedi. Erdoğan İran’ı değil saldırgan İsrail’i suçladı, saldırıyı onun başlattığını vurguladı. Filistin’e desteğini bir kez daha gösterdi. HAMAS’ın Kurtuluş Savaşı verdiğini açıkladı.

İKİ ÜLKENİN BİRLEŞMESİNİ ÖNLEMEYE ÇALIŞIYORLAR

HAMAS lideri İsmail Heniyye, 26 Mart 2024 günü de Tahran’ı ikinci kez ziyaret ederek İranlı üst düzey yetkililerle görüştü. İran, Filistin desteğini bir kez daha yüksek sesle duyurdu. Her iki ziyaretin mesajı, bu davanın güçlü destekçisi İran ve Türkiye olduğuydu! İşte bu mesaj, 7 Ekim Taarruzundan bu yana ABD ve karakol ülkesi İsrail’de hissediliyor ve onları tedirgin ediyor. İki ülkenin birleşerek Filistin konusunda aktif tavır almasının önüne geçmek için tertipler düzenliyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Ankara ziyaretinin önüne geçmeye çalışıyorlar. 7 Ekim sonrası bu gezinin gündeme geldiği günlerde Türkiye ve İran’daki terör olayları bu manada anlam kazanıyor. ABD ve İsrail’in korkusu iki ülke aktif tavır alırsa bu Arap ülkelerinde ve Asya’nın derinliklerinde etki yapar…

İki ülkenin, Sünni- Şii mezhep kışkırtmasına rağmen Filistin’e destek vermesi önemli.

İki ülke, geçmişte ABD’nin oluşturmaya çalıştığı “Sünni NATO” girişimini bozdu. ABD’ye rağmen İran, 2007 yılında Suudi Arabistan ile yakın ilişki kurarak Çin’in geçen günlerde iki ülkeyi bir araya getirmesinin de ilk önemli adımını atmış oldu. Mursi’nin seçim kazanmasından sonra da İran, Mısır ilişkilerini düzelterek Kızıldeniz’den savaş gemisi geçirerek Akdeniz’de bayrak gösterdi.

Türkiye’de Şii mezhepçiliği üzerinden yayılmaya çalışılan İran düşmanlığı en çok da muhafazakâr ve İslamcı kesimlerde yerleşmiş durumda. Hükümete yakın gazete ve yazarların bu düşmanlığı 13 Nisan’dan sonra ayyuka çıkarmalarının önünü “Muhafazakâr Devrimci” Erdoğan son açıklamasıyla berhava etti. Erdoğan çevresinin aksine saldırıyı İsrail’in başlattığını söyledi ve Filistin davasına sahip çıktı. İşte bu konuşmadan sonra Heniyye Ankara’yı ziyaret etti. Anlamlı fotoğraf verildi. Erdoğan da çevresine mesaj vermiş oldu.

DEVRİM KARDEŞLİĞİ

İlginçtir, bugünkü birlikteliğin yakın zamandaki temeli 1979 yılında atıldı. İran, 1979 Devriminden sonra İsrail’in Tahran’daki Büyükelçiliğini kapatarak Filistinlilere verdi. Elçiliğe FKÖ lideri Arafat’ın da katıldığı törenle bayrak çekti. İran o günden sonra Filistin davasına desteğini siyasetinin başköşesine oturttu. Ayrıca bu adımlarla Arap dünyasına da sıcak mesaj verildi. ABD ve İsrail’e ise kararlı bağımsızlıkçı tutumunu gösterdi.

Aynı yıl Bülent Ecevit Hükümeti de Ankara’da Mısır Büyükelçiliğine silahlı baskında bulunan Filistinli militanların öldürülmeden teslim olmalarını sağlayarak (13 Temmuz 1979), Filistin’le diplomatik ilişkilerin kurulmasının yolunu açtı. FKÖ, Ecevit döneminde Ankara’da elçiliğe kavuştu (5 Ekim 1979). Ebu Firaz uzun yıllar bu görevi yaptı. Türkiye de mazlum Filistin politikasını NATO üyeliğine rağmen kararlı şekilde sürdürdü. Ecevit, Başbakan iken, Ankara’ya gelen İsrail Başbakanı Ariel Şaron’u Filistinlilere yönelik operasyon düzenlememesi konusunda sert şekilde uyardı ve yaptığı basın toplantısında ateş püskürerek “Filistin’e dokunamazsınız” dedi (9 Ağustos 2001).

İki ülkenin bu adımlarına güzel bir örnek de Bülent Ecevit’in 1979 yılında İran devrimini ilk tanıyan ülkenin Başbakanı olmasıydı. İran da buna güzel bir jestle karşılık vererek Türkiye’nin İran’daki Büyükelçisini kabul etti. Humeyni Büyükelçi’yi sıcak ve samimi şekilde karşıladı.

O günden bugüne İran ve Türkiye’nin kararlı Filistin politikası ABD ve İsrail’in mezhepçilik kışkırtmasına gelmeyecek kadar güçlenerek ilerliyor. Bugünden geleceğe de anlamlı mesajlar veriyor.

Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek, ABD’nin Sünni Şii çatışmasının bölgemizdeki politikalarından biri olduğunu ancak Türkiye ve İran’ın sergilediği duruşun buna izin vermediğini söyledi.

Perinçek, Akit TV’de katıldığı programda konuştu. İran’ın İsrail’e yönelik başlattığı operasyonu değerlendiren Perinçek, ABD tarafından Sünni Şii çatışmasının körüklenmek istendiğine dikkat çekti:

“Türkiyemizde İslami kesimde İran, İsrail hesaplaşması koşullarında birden bire mezhepçi bir cereyan ortaya çıktı. Sünni Şii kamplaşmasına hizmet eden… ABD’nin bölgemizdeki en önemli politikalarından biridir bu. Sünni ve Şiiler kapışsınlar… Bu oyunu Türkiye de İran da bozdu. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem İran yöneticileri bu oyuna gelmedi. Ama maalesef basında bir Şii düşmanlığı var. İran’a ABD ile savaşıyor İsrail karşısında Filistin’in yanında diyemiyorlar bu yüzden bunlar Şii’dir Sünni değildir diyebiliyorlar.”

‘İSLAM BİRLEŞTİRİYOR’

Perinçek, Akit TV’yi de yayın politikasından dolayı tebrik etti. “Sizi tebrik ederim bu kapışmaya gelmediğiniz için.” diyen Perinçek, İslam’ın birleştiriciliğine dikkat çekti:

“Hz. Muhammed bizim peygamberimiz. O’nun için ne Şii ne Sünni diyebiliriz. İslam bizi birleştiriyor. Kelime-i Şehadet getirirken içinde Sünnilik Şiilik yok.”

AYDINLIK GAZETESİ

Yorumlar