ARAP LİDERLERİ ZİRVESİ ABD VE KORSAN İSRAİL'İ ŞAŞIRTTI (ANALİZ)

32. Arap liderleri zirvesi Filistin meselesine vurgu yapılması, Sudan'daki çatışmaların durdurulması, Suriye'nin Arap Birliği'ne dönmesi, Yemen'deki krizin siyasi olarak çözülmesi ve Lübnanlı tarafları cumhurbaşkanı seçimi için daha dinamik hareket etmeleri için teşvik etme gibi konuların etrafında gerçekleşti. 

Görüntülenme: 305 Tarih: 21 Mayıs 2023 15:30
ARAP LİDERLERİ ZİRVESİ ABD VE KORSAN İSRAİL'İ ŞAŞIRTTI (ANALİZ)

Arap  liderleri Zirvesi sonuç bildirgesinde dile getirilen konuların önemine rağmen, bu toplantıdaki en önemli konu, Arap krizlerine yönelik çözümleri Araplaştırma iradesinin kristalleşmesinin işaretlerinin ortaya çıkması ve bunun en önemli tezahürlerinden birinin de bu liderlerin iradesinin, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın 12 yıl sonra Arap Zirvesi'ne katılmasına onay vermesiydi. Uzun bir süre Arap Birliği'nde anlamlı bir ayrılık yaşandı; Bu da Amerika'nın müttefiki olan Arap ülkelerinin bölgedeki kriz ve sorunların nasıl çözüleceği konusunda dış politikalarındaki değişimi gösteriyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebul Gayt'ın söz konusu toplantıda Arap ülkelerinin kriz ve sorunlarına çözüm önerileri sundukları konuşmalarına atıfta bulunabiliriz. Suriye Devlet Başkanı, "Arap ülkeleri arasındaki barış ve yapıcı diyaloglar, Araplar arasındaki ilişkileri dış müdahale olmadan sıfırlamak için tarihi bir fırsattır" dedi. Abul Gayz, "Arap toplantısı, uzun süredir diğer taraflara bırakılan Arap meselelerini yeniden canlandırmak için bir fırsattır" dedi.  Arap Zirvesi, Arap ülkelerinin farklılıklarını ve ihtilafların başkalarının müdahalesi olmadan kendi başlarına çözmeleri için bir fırsattı; Çünkü bu ülkeler bu farklılıkların, çıkarları bölge ülkeleri arasında kaos, fitne ve savaş çıkarmaya bağlı olan Batılı ülkelerin müdahalesinin ürünü olduğunu anladılar sonuçta da bu ülkeler Amerika'nın ve Siyonist rejimin Suriye ile normalleşmeden duyduğu öfkeyi ve kıskançlığı açıkça hissediyorlar. İran ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yanı sıra Arap ve Suriye yakınlaşmasını gören Batı emperyalizmi ciddi bir şok da yaşadı.

 

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel'in Cidde'deki Arap Zirvesi öncesi Arap ülkelerine hitaben yaptığı konuşmada bu konulara dikkat çekildi: "Suriye'nin Arap Birliği'ne geri dönmesine izin verilmemeli, Suriye'ye yönelik yaptırımlar kaldırılmamalı. Suriye ile normalleşme doğrultusunda böyle bir politikayı benimseyen ortaklarımızı himaye etmeyeceğiz. Bu yöndeki hiçbir yaklaşımı desteklemiyoruz. " Arap ve Suriye yakınlaşmasına yönelik Amerikan tehditleri de pratik hale geldi, öyle ki Kongre'deki hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi partilerin bazı temsilcileri, Washington'un Suriye ile normalleşen ülkelere yaptırım uygulayabileceği bir yasa tasarısı sundu.    

Beşar Esad'ın Cidde zirvesine katılması nedeniyle Siyonist rejimde ciddi kaygılar oluşmaya başladı. İbranice medya, Muhammed bin Selman ve Beşar Esad'ın el sıkışıp öpüştüğünü yeniden yayınlayarak, bunu "Suriye için büyük bir zafer" olarak nitelendirdi. Bazıları, Siyonist rejimin son dönemde Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığının, bayrak yürüyüşü, Mescid-i Aksa'ya yönelik aralıksız saldırıların, Filistinlilere yönelik saldırganlığın ve Filistin bayrağının dalgalandırılmasını suç sayan bir yasa tasarısının sunulmasının bu duruma yol açtığına inanıyor. Sonuçta İsrail ve Amerika'nın bölgedeki yasadışı varlığı için hiçbir şey Arap-Arap ve Arap-İran yakınlaşmasından daha tehlikeli olamaz.

parstoday

Yorumlar