HİLMİ EL ESMER BATI ŞERİA DİRENİŞİNİ DEĞERLENDİRDİ

 

Görüntülenme: 567 Tarih: 17 Ekim 2022 19:46
HİLMİ EL ESMER BATI ŞERİA DİRENİŞİNİ DEĞERLENDİRDİ

Siyonist işgal rejiminde yapılan değerlendirme ve gözlemlere göre bugün Batı Şeria’da olup bitenler “intifada” dediğimiz bir aşamaya henüz ulaşmamış. Zira direniş eylemlerini büyük kalabalıkların katıldığı toplumsal olay ve gelişmeler takip etmiyor. Ancak -yine söz konusu kaynakların değerlendirmesine göre- olup bitenler tehlike arz edebilecek bir isyana benziyor. Bu isyan ve başkaldırı birçok etken nedeniyle bir intifadaya dönüşebilir. 

Bunlar;

Bir: Olaylar yirmi yaşlarındaki gençlerin omuzunda devam ediyor. Bu gençler işgal altındaki Filistin topraklarında etkin olan ve işgal rejiminin kendileriyle ilgili olarak devasa bilgiye sahip olduğu örgütlerden birine mensup değildirler. İşgal rejimi söz konusu örgütleri gözetlemekte, eldeki bilgilerle veya mensuplarına karşı sürdürdüğü takip neticesinde onların muhtemel eylemlerine mani olabilmektedir. Ancak yeni nesil fedailerin işgal rejiminde bir güvenlik kaydı bulunmadığı gibi, işgal rejiminin askeri ve istihbarat birimleriyle Filistin Yönetimi'ne bağlı güçler tarafından da bilinmiyorlar. Daha önemlisi hiç kimse bunların durağanlıktan harekete nasıl geçtiklerini bilmiyor ve kestiremiyor.

İki: Direniş hattında yeni olgu var. Filistin Yönetimi'ne bağlı güçlerden bazılarının direniş saflarına katılması.

Bu durum daha başlangıç sayılsa da işgal rejiminin uykusunu kaçırmaktadır. Zira bu unsurlarda gençlerin elinde olmayan silahlar var. Yine bunlar Filistin içinde ve Filistin’e komşu ülkelerde oldukça ileri düzeyde bir askeri eğitim almışlar. O nedenle bu yeni olgu, Ramallah’taki Filistinli güçlerle güvenlik koordinasyonu sürdürmekle görevlendirilen Siyonist işgal güçlerinde kuşku uyandırıyor. Siyonist güçler “ortak mı, düşman mı” diye tam olarak bilemedikleri Filistin unsurlarıyla çalışmak zorundadır. Şüphe ve kuşku tohumu Siyonist unsurların uykusunu kaçırıyor.
Üç: Siyonist işgal güçlerinin Filistinli direnişçilere karşı son derece orantısız güç kullanması, çok sert ve haşin davranması, buna bağlı olarak Filistin tarafında daha çok kurbanın verilmesi.

Bu durum işgal rejimindeki karar mercilerini endişelendiriyor. Çünkü görünüşte direniş cephesine karşı bir zafer gibi görünüyorsa da, Filistinliler açısından daha çok gencin direniş saflarına katılmasına neden oluyor. Çünkü şehit olanlar Filistin gençleri için bir lider ve örnek şahsiyet oluveriyor. Ailesinde, çevresinde, akrabalarında ve hatta Filistin halkında böyle önemli bir değer haline gelen şehit birçok genci direnişe çekmekte, gençlerde şehit olma arzusunu ve o makama ulaşma isteğini tetiklemektedir. Bu olgu, Filistin tarihinde dikkat çeken önemli bir husustur. Zira Filistinli gençlerden büyük bir kesimin bu tür örneklere yönelmeleri, direniş için bitmez tükenmez bilmeyen bir hazinenin olduğuna işaret ediyor. Bu durum, yakın zamana kadar elini kolunu sallaya sallaya işgaline devam eden Siyonist işgalcinin faturasını yükseltiyor. Bu gün artık istediği gibi hareket edemiyor; rahat rahat işgalini sürdüremiyor. Peki ya bu durum daha ileri bir boyuta ulaşırsa ne olur?

Burada şunu hatırlatmada fayda var. İşgalci bugün Batı Şeria’daki direnişe karşı koymak için savaşa benzer bir cephe açmak zorunda. Bu ise Siyonist askeri çevrelerin işgal rejimini uyarmasına, böyle bir girişimin ağır sonuçlar doğurabileceği hususunda ikaz etmelerine neden oluyor. Mesela işgal ordusundaki askeri fakültelerin eski komutanı İshak Brik, son olarak İsrail resmi radyosuna verdiği mülakatta, ordunun hazır olmaması durumunda gelecekte meydana gelecek bir savaşta İsraillilerin devletlerini kaybedebileceği konusunda uyarılarda bulunurken, Devlet Denetleme Kurumu ise daha tehlikeli bir açıklama yaptı. İşgal askerlerinin Filistinlilere saldırdığı ve yerleşimcilerin de Mescidi Aksa’ya baskınlarını artırdığı bir süreçte yapılan açıklamada, işgal rejiminin Batı Şeria’da varlığını güçlendirmek için lojistik olarak hazır olmadığını ifade etti. Açıklamada ayrıca askerlerin bulundukları üslerde gereken yemeği bulamadıklarına, içilen su sıcaklığının fazla olduğuna, klimaların yetersiz olduğuna, bunların yanında askerlerin sağlık durumlarının da iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Siyonist işgal rejimi son olaylar üzerine şimdiye kadar Batı Şeria’ya ek 22 piyade taburu yanında yedek güçleri de sevk edip konuşlandırdı. Direniş halkası genişledikçe bu sayının daha da artması bekleniyor.
Batı Şeria bugün doğum sancılarını çekiyor. İşlerin nereye varacağını kestirmek çok zor. Özellikle yerleşimci çapulcuların vahşileşip Mescidi Aksa başta olmak üzere kutsal mekânlara, Filistinlilere ve onlara ait mal ve mülke saldırmalarından sonra durum daha da belirsiz hale geliyor. Belki bugün en tehlikeli şey, İsrailli uzmana göre perde arkasında süren ve görülmeyen yoğun çabalardır. Bu çabalar birçok alanda devam ediyor. Çabaların amacı işgalciyi Filistinlilerin başlattığı bu heyecanın yeni bir intifadaya dönüşmesinden kurtarmaktır. Muhtemel yeni intifada daha önceki birinci ve ikinci intifadaların özelliklerini taşıyacak. Bu intifadada hem silahlı direniş olacak, hem de büyük çapta toplumsal gösteri ve protestolar olacak. Diğer bir ihtimal ise,  tutuşacak bir üçüncü intifada ateşinin Gazze ve 1948 Bölgesi'ndeki Filistinlileri de çatışma hattına çekmeye kapı aralamasıdır. Bu durum yeni bir tablo ve yeni olgunun pratikte kendini göstermesine sebep olacak. Kuzey cephenin Lübnan ile sorunlar yaşaması da uzak bir ihtimal değildir. Bunlar Siyonistlerin hayal edebileceği en kötü senaryolardır. Bu durum sahada yeni bir gerçeğin ve realitenin meydana gelmesine neden olacak. Ramallah yönetimine de son verebilir. Etkileri komşu ülkelere kadar sirayet edebilir. Bütün bunlar Amerika’daki karar mercilerinin, komşu bazı ülkelerin ve Ramallah’taki Filistin Yönetimi'nin İsrail’i bu ölümcül tehlikeden kurtarmak için hummalı bir çalışma içine girmelerine neden oluyor. 

Bu konuda umut önce Allah Teala’ya ardından Filistin halkının iradesine, gücüne, bütün bu komplo ve vahşete direnme gücüne bağlıdır. Üçüncüsü ise, Arap ve İslam dünyasının Filistin’e ve halkına vereceği destek ve gösterecekleri dayanışmaya bağlıdır.
Hilmi El Esmer
Filistin Enformasyon Merkezi

Yorumlar