AVRUPA BİRLİĞİ ABD'NİN HİZBULLAH İLE İLGİLİ TALEBİNE NASIL CEVAP VERDİ?

 

Görüntülenme: 2455 Tarih: 30 Haziran 2020 10:03
AVRUPA BİRLİĞİ ABD'NİN HİZBULLAH İLE İLGİLİ TALEBİNE NASIL CEVAP VERDİ?

Amerika Direniş Eksenine karşı yürüttüğü hasmane siyasetler ve Siyonist Rejim İsrail'in talepleri doğrultusunda hareket etme çerçevesinde uzun zamandır Lübnan Hizbullah Hareketini terör grubu olarak adlandırmıştır. Washington Avrupalı ortaklarının da benzer tutum sergilemesini istemiştir. Ancak Amerika'nın bu talebi Avrupalıların da olumsuz yanıtları ile karşılaştı.

Avrupa Birliği  Cumartesi günü  Amerika yasa belirleyicilerinin  Lübnan Hizbullah adının terör grupları listesine alınması talebini reddetti.  Avrupa Birliği  Senato ve Amerika temsilciler meclisinin  demokrat ve cumhuriyetçi parti milletvekillerinin  Lübnan Hizbullah hareketi isminin terör grupları listesine alma ve bu hareketin Avrupa kıtasındaki faaliyetlerini yasaklamak doğrultusundaki taleplerini kabul etmedi. 

Avrupa Birliği  Lübnan'da  tüm siyasi partiler arasında gerçekleştirilecek yapıcı diyalogların  istikrarın sağlanacağı tek çare yolu olduğunu açıkladı.  Avrupa Birliği ayrıca   Hizbullah'ın siyasi kanadının  Lübnan siyasi arenasının inkar edilmez bir parçası olduğuna vurgu yaparak   Lübnan hükümeti ile işbirliği yapmaya devam edeceğini belirtti. 

 Amerika kongresi üyesinden bir grup  Siyonist Rejim İsrail'e verdiği destek çerçevesinde  26 Haziran Cuma günü  Avrupa Birliğinin Washington'daki temsilci bürosuna mektup göndererek    Lübnan Hizbullah hareketinin siyasi ve askeri kollarının terör örgütü olarak sayılması talebinde bulundular. 

Bu mektup  Teksas eyaletinin cumhuriyetçi temsilcisi Ted Cruse ve Demokrat senatör Ben Cardin'in  kimi üst düzey senatörlerin desteğini de arkasına almıştır.  

Bu mektupta   Amerika'nın  küresel terörizm ve hamileri ile  mücadele etmeye bağlılığı bahanesi ile ve de  Washington ve ortakları ve müttefiklerinin  bu çabaları nihaileştirmeye isteklendirmek için Avrupa Birliğinden  Lübnan Hizbullah hareketini  terör örgütü olarak adlandırılmasına vurgu yapılmıştır.  

Amerika kongre temsilcilerinin mektubunda şöyle bir iddiada da bulunmuştur:"   Hizbullah  Avrupa'yı günden güne artan bir şekilde kara para aklama, uyuşturucu madde kaçakçılığı, güç alımı ve istihdamı gibi cinayet ve terör içerikli eylemleri doğrultusunda bir platform gibi kullanmaktadır.  " Bu mektubun devamında ise  Amerika'nın yanı sıra Kanada, Fars Körfezi İşbirliği Konseyi, Arap Birliği ve de bir kaç ülkenin de aynı yönde Hizbullah'ı terör örgütü ilan ettiği de ileri sürülmüştür.   Amerika kongresi temsilcileri ayrıca Almanya hükümetinin  Lübnan Hizbullah hareketini terör örgütü ilan etmesini överek  Avusturya'nın da benzer çabalarını takdir etti. 

Böylece Avrupalı ülkeler arasında sadece Almanya ve Avusturya  Washington'a paralel olarak  Hizbullah hareketine karşı tutum sergilediler. 

Görünen o ki Avrupa Birliğine mektup bile yazan Amerikalı yasa belirleyicilerin amacı  Siyonist Rejim İsrail'e bağlı olmalarını ve verdikleri hizmetleri ispatlamalarıdır.   Bu çerçevede Siyonist Rejim de her daim  Lübnan Hizbullah'ı ile düşmanlığına vurgu yapmış,  bu hareket ve girişiminin yasa dışı olarak telakki edilmesine odaklanmıştır. 

Buna rağmen Avrupa Birliğinin Kongre'nin bu talebine karşı çıkması da Brüksel'in Lübnan meseleleri hususunda Washington'dan farklı düşündüğünü gösteriyor.  Bunun yanı sıra Avrupa Birliği, Yüzyılın Anlaşması ve de Siyonist Rejim İsrail'in Batı Şeria'nın bazı kısımlarını işgal altındaki topraklara ilhak projesinde de   Washington'dan farklı düşünmektedir.  

Gerçekte   Avrupa Birliği  Lübnan ve bu ülkedeki siyasi gruplarının özelliklerinden ve durumundan haberdar olarak  Hizbullah hareketinin Lübnan'ın siyasi ve askeri öneminin farkındadır ve bu hareketin halk arasındaki popülerliğini de biliyor. Bu yüzden de  Washington'a uyduğu takdirde  bu Arap ülkesindeki varlığı ve nüfuzunun azalacağını biliyor. 

 

Buna ilaveten  Almanya gibi kimi Avrupalı ülkelerin Amerika yanında yer almasına rağmen  Avrupalılar Lübnan Hizbullah hareketinin  IŞİD gibi tekfirci terörist gruplar ile mücadeledeki  önemli rolünden haberdardırlar.  

parstoday

Yorumlar